Mizahın Görünmeyen Yüzü

Mizahın Görünmeyen Yüzü

A+ A-

Gülmek hepimizin en doğal tepkilerinden biri. Neye, nasıl ve neden güldüğümüz aslında sadece bireysel bir tercih mi, yoksa toplumsal bir mesele mi? Bugünlerde sıkça karşılaşıyoruz bu soruyla: Mizah, her durumda sınırsız bir özgürlük mü olmalı, yoksa bazı sorumluluklarla sınırlandırılmalı mı?

Şöyle bir bakın, tarih boyunca mizah hep güçlü bir araç oldu. Antik Yunan’da Aristophanes oyunlarıyla otoriteyi eleştirirken ya da Charlie Chaplin, “Diktatör” filmiyle faşizme meydan okurken aslında mizah bir direniş biçimiydi. Ama bir dakika... Mizah hep bu kadar masum mu? Yanlış kişilerin elinde, mizahın kendisi de bir baskı aracı olabilir mi sizce?

Mesela, bir şaka duyduğunuzda ya da bir karikatüre güldüğünüzde hiç düşündünüz mü: “Bu şaka kime zarar veriyor?” Bazı mizah örnekleri, güldürürken marjinalleşmiş ya da ötekileştirilmiş grupları hedef alabiliyor. İşte bu noktada soru şu oluyor: Mizah gerçekten güldürmek için mi yapıldı, yoksa bir grubu küçültmek için mi?

Geçmişte yapılan “blackface” dediğimiz ırkçı performanslar, o zamanlar mizah olarak görülüyordu. Ama bugün hepimiz biliyoruz ki bunlar bir grubun acılarını yeniden üretmekten başka bir işe yaramadı. Peki, şimdi biz benzer şeyleri yapıyor olabilir miyiz? Bir stand-up şovu izlerken ya da bir sosyal medya esprisine gülerken durup şunu soruyor musunuz: “Bu şaka kime zarar veriyor?” Çünkü çoğu zaman güldüğümüz şeylerin altında birilerinin incinmesi yatabiliyor.

Mizahın eleştirilmez olduğunu savunanlar genelde şöyle der: “Şaka yaptım, ciddiye alma.” Sizce bu gerçekten yeterli bir savunma mı? Mizahın sınırını kim belirler? Mizahı yapan kişi mi, hedef alınan grup mu yoksa toplumun geneli mi? Belki de burada en önemli şey, bağlam. Bir şaka, kimin tarafından yapıldığı ve hangi ortamda söylendiğiyle anlam kazanıyor. Ama dürüst olalım, hepimiz bazen bu bağlamı göz ardı edebiliyoruz.

Mizahın sınırlandırılması gerektiğini savunmak kolay değil, çünkü bu sansürle sonuçlanabilir. Ama şunu da soralım: Mizahçıların şaka yaparken toplumsal bir sorumluluğu var mı? Sizce bir mizahçı, yalnızca güldürmeyi mi amaçlamalı, yoksa bir şeyleri dönüştürmeye mi çalışmalı? Mizah, bize kendimizi ifade etme özgürlüğü sunuyor, bu doğru. Ama özgürlüğün olduğu yerde bir miktar sorumluluk olması gerekmez mi?

 


Kaynakça

Görsel: pexels

27-12-2024
Nida Çakır

Nida Çakır

Sosyolog

Ankara’da doğdum. Resme ilgimden ötürü resim öğretmenimin desteğiyle lisede grafik ve fotoğraf okudum. Toplum ve sanatı birleştirdiğim lise hayatımın sonunda üniversitede sosyoloji okumaya karar verdim. İzzet Baysal Üniversitesi sosyoloji bölümünden mezun oldum. Samsun Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Kalan zamanlarımda plak evlerini gezmekten keyif alıyorum. Şu an için küçük bir plak koleksiyonum var.

nidacakir06@gmail.com

nidacakiir