
Üretkenlik ve Uykusuzluk Bağlamında Kişisel Gelişim Kitaplarının Yarattığı Yanılsama
Raflarda rengârenk kapaklarıyla ilgi çeken kişisel gelişim kitapları, başarı ve verimlilik arayışındaki okuyucularına ilham olurken, bazı konularda gerçek dışı öneriler sunabiliyor. Özellikle az uyku konusu…
Gece yarısını aşan saatlerde bilgisayar karşısında dijital dünyanın sonsuzluğunda kaybolurken gözlerim yorgun, zihnim daha fazla üretmek için hâlâ çalışıyor. Uykusuzluk modern çağın kaçınılmaz parçası gibi.
Her gün milyonlarca insan, gece vardiyalarında çalışıyor. Gece yarısı, fabrikalar hâlâ çalışıyor. Endüstriyel makineler sürekli bir döngüde dönüyor ve üretim bandı hiç durmaksızın ürünlerini dışarıya iletirken geriye kalan işçilerin yorgun gözleri oluyor.
Modern dünyanın hızı, herkesi üretken olmaya ve tüketmeye yönlendiriyor. Ekonomik büyüme, şirket kârı derken yaşam kalitesi giderek düşüyor. Beraberinde üretimi artıracak yönde yazılan kişisel gelişim kitapları uyuyanın vaktini öldürdüğünün altını çiziyor. Az uykuyla daha fazla zaman kazanacağımız ve bu zamanın üretkenlikle kaliteli hale getireceğimiz böylece başarıyı yakalayacağımız vurgulandı hep. Az uyku tavsiyeleri idealize edilmiş durumu temsil ederken gerçek hayat böyle değil.
Az uyku, bireysel kararlarımızın şekillenmesini etkilerken toplumsal normları da şekillendirmektedir. Daha az uykuya teşvik edilen insanlar, sosyal yaşamında derin sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Tüketim alışkanlıkları da uykusuzluğun bir parçası haline gelmiştir. 7/24 açık olan marketler, online alışveriş siteleri, dijital eğlence sektörü ve dahası… insanları tüketim için teşvik etmektedir.
Bu durumda bazı kişisel gelişim kitaplarının odağı az uykuyla başarı kazanımı değil de üretim-tüketim dengesi sağlamak olabilir mi? Bu paradoksun bir sonu yok mu?
Kaynakça
Görsel: www.pexels.com