Hissedebilmek için

Hissedebilmek için

A+ A-

Bazı filmlere bazı kitaplara gereğinden fazla anlam yüklenildiğini düşündüğünüz oldu mu? Aynı şekilde bazı şehirlere, bazı cafelere fazlaca övgü yapıldığını? Bu durumu çoğumuz fark ediyoruz fakat dile getirmek istemiyoruz. Örnekleri çoğaltabilirim. Çünkü bu durum, soyut şeylerle sınırlı değildir.

Biraz daha somutlaştıralım. Gereğinden fazla önem verildiğini düşündüğünüz kişiler kimler? Listenizin çok uzun olduğunun farkındayım. Dil, ırk, yaş çeşitliliği olsa da birçok kişi tarafından kabul gören düşünceler, doğruymuş gibi hissettirebilir. Herkesle aynı duyguları hissetmek, normal gibi gelse de farklı hissetmekte yanlış değildir.

Bazen kendimizi hiç ummadığımız fakat bize iyi gelen kişinin yanında bulabiliriz. Çünkü hissettiklerimiz, bizi bu şekilde davranmaya yönlendirebilir. Hissedebilmenin, psikolojik olarak dayanıklılık sağladığını çoğu zaman fark edemesek de hislerimiz kaybolduğunda, anlam arayışımızı yitiririz. Sevdiğimiz yemekler, sevdiğimiz arkadaşlar bir süre sonra bize aynılık hissini verebilir. Başlangıçta sorun olarak algılanmayan bu durum, sonrasında kendini belli eder. Duygular, düşünceleri; düşünceler de davranışlarımızı etkiler. Hislerimizin azalması, bir süre sonra iletişimimize de ket vurabilir. Sosyalleşme sürecimizi, olumsuz anlamda etkiler. Yapmış olduğumuz davranışlarımızı anlamlandıramamak, yapsak da sorumluluk almamak gibi durumlar olabilir. Hayatta var olma amacımızda belirsizlikler başlayabilir. Bu noktaya geldiğimizde prensiplerimizi, hedeflerimizi tekrar gözden geçirmeliyiz. Odaklanmamız gereken belirli prensipler olursa, kaybolduğumuzu düşündüğümüz bu hayat macerasında, kuralları yeniden yazan yönetmen gibi olabilir, kaynağın yine bireyin kendisi olduğunu anlayabiliriz.

İnsan, düşünceden; düşünce de insandan bağımsız değildir. Anlam ararken, kendimizi de bulabilmek dileğiyle…

 


Kaynakça

https://images.pexels.com/photos/14432054/pexels-photo-14432054.jpeg?auto=compress&cs=tinysrgb&w=1260&h=750&dpr=1

08-02-2024