Görkem Arayışı

Görkem Arayışı

A+ A-

Çağdaş psikanaliz akımının temsilcilerinden olan Karen Horney, kişiliğin gelişmesinde sosyo-kültürel koşulların ve çocukluk deneyimlerinin öneminden bahseder. İnsan aktif bir varlıktır ve kendine özgü güçlerini geliştirmek için çabalar. Bu çaba, çevre tarafından engellenirse, bireyde kaygı oluşur. Sevgi ve şefkat ihtiyacı karşılanmayan çocukların, kaygılarının artacağını bu nedenle kaygıyla mücadele etmek için farklı stratejiler geliştireceklerini söyler.

İnsanlar, temel kaygıyla mücadele etmek için üç strateji kullanır:

İnsanlara yönelme, insanlardan uzaklaşma, insanlara karşı olma.

Sağlıklı insan, bu 3 durumu o an için hangisi uygunsa, ona göre kullanır. Fakat nevrotik insan, bunlardan birisini sürekli olarak kullanır.

İnsanlara yönelme stratejisi: Birey, kendisinden uzaklaşıp, çevresindeki insanların sevgisine yönelir. Hayatının merkezinde kendisini değil, diğer insanları yerleştirmiştir. Tek amacı başka insanlar tarafından onaylanmak, beğenilmek ve destek görmektir. Kendisi için, başkaları için yaşar.

İnsanlardan uzaklaşma: Diğer insanlara bağımlı olmanın, yanlış olduğunu düşünür ve yalnız kalmayı tercih eder. Öz yeterlilik algıları yüksektir. Sırları olmaları gerektiğini düşünürler, başkalarının bunları bilmeye haklarının olmadığını düşünürler. Kendilerini bağımsız olarak tanımlarlar.

İnsanlara karşı olma: Saldırganlık olarak tanımlıyoruz. Bu insanlar için önemli olan sadece kendileridir. Kişisel çıkarları için, başkalarına zarar vermekten hiçbir şekilde çekinmezler. Amaç iletişim değil, sadece çıkardır.

Yukarıdaki stratejileri incelediğimizde, kendimizi değerlendirirken, üç farklı stratejiyi de yaşadığımızı düşünüyorum. Olumlu özellikleri kabul edip, olumsuz özellikleri başkalarına atfediyoruz. Stratejilerin evrensel olduğunu düşündüğümüzde, bu durumda insanları tek taraflı sınıflamanın yanlış olduğunu anlayabiliriz. Çünkü normal insan, bu üç stratejiyi de durumlara göre kullanır. Buradan yola çıkarak insanlarla iletişimde yaşadığımız sorunlara da farklı bakış açısıyla bakabiliriz. Örneğin, çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın, günlük hayatta da nazik birisi olduğunu düşünebiliyoruz. Fakat arkadaşımızı, yolda birisine kötü davranırken gördüğümüzde, büyük bir şaşkınlık yaşarız. Çünkü bize karşı kullandığı bir stratejiyi görüyoruz. Başkalarına ya da sevmediği kişilere karşı kullandığı stratejiyi görmüyoruz. İnsanların çok yönlü olduğunun geçerli olduğunu görebiliriz. Belirli bir kalıba göre değerlendirmenin yetersiz olduğunu görebiliriz.

Günlük hayatta kullandığımız bu stratejileri değerlendirmeden, tek yönlü ve kötümser bakış açısıyla uygulamaya devam edersek, bir süre sonra kimlik kaygısı ortaya çıkar. Sosyal hayatında problemlerle karşılaşan birey, kendisini sorgulamaya başlar. Sahip olduğu kişilik özelliklerine düşman olur. Başkalarını örnek alırsa, kendisini yenilmiş hisseder. Bu durumda, kendisini olduğu kimlikte değil; olması gerektiğini düşündüğü kimlikte hayal eder. Hayal ettiği bu kimliğe, inanmaya başlar.

Bireyin gerçek yaşamda, idealleştirilmiş imgesine ulaşmaya çalışması ‘görkem arayışı’ olarak tanımlanır. Görkem arayışı üç ögeden oluşur:

Kusursuzluk ihtiyacı: Birey olan durumu kabul etmek yerine, olmalı ya da olmamalı şeklinde gereklilik cümleleri kurar. Olayların sonuçlarını da buna göre değerlendirir. Bu durum birey de gerginliğe yol açar. Yaşadığı problemi çözmek yerine, yargılayıcı birey konumunda olur.

Nevrotik hırs: Bunu üstünlük çabası olarak da açıklayabiliriz. Güzel bir evde oturmak yerine, o cadde de ki en güzel evde oturmayı ister. Bir ortamda popüler olmak yetmez. En popüler kişi olmak ister. Bu bireylerin, sınırları yoktur. Sahip olduklarıyla yetinmez, hep daha fazlasını ister. Yaşadığı anın, tadını çıkaramaz. Bitmek bilmeyen hırsları vardır.

Kinci zafer arayışı: Günümüzde belki de en çok karşılaştığımız fakat farkında olmadığımız durum olabilir. Elde ettiğimiz başarılardan mutlu olmak yerine, başkalarını aşağılayarak zevk almak. Örneğin; dört kişilik bir arkadaş grubumuz var. Üniversite sınavında en iyi puanı bir kişi aldı. Bu kişi başarılı olduğuna sevinse, bu durum normal karşılanır. Fakat kinci zafer arayışına sahip birey, o an ki mutluluğuna odaklanmaz, başarısız olan üç arkadaşını aşağılar, üzgün olan arkadaşlarının daha da üzülmesinden zevk duyar.

Kaygılarımızı kontrol altına alırken, hırslarımıza yenik düşmemeli, her bireyin özel ve değerli olduğunu unutmamalıyız. Görkem arayışımız bize ve başkalarına zarar vermemelidir. Olması gereken değil, olabileceğimiz en iyi benlik için çabalamalıyız. Sosyal bir varlık olduğumuz gerçeğini aklımızdan çıkarmazsak, diğer insanları hırsımızda kullanmamamız gerektiğini anlarız. İç dünyamıza giden birçok yol var. Kendimi, potansiyelimizi keşfetmeliyiz. Keşfettiğimiz bu yollarda, kaybolmamak dileğiyle…


Kaynakça

https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/acik-hava-aksiyon-araba-arac-386009/

https://images.pexels.com/photos/2541310/pexels-photo-2541310.jpeg?cs=srgb&dl=asili-isiklar-aydinlatilmis-ayna-buyulu-fenerler-2541310.jpg&fm=jpg

https://images.pexels.com/photos/262488/pexels-photo-262488.jpeg?cs=srgb&dl=akil-aramak-bag-baglamak-262488.jpg&fm=jpg

https://images.pexels.com/photos/260024/pexels-photo-260024.jpeg?cs=srgb&dl=ahsap-akil-akilli-alistirma-260024.jpg&fm=jpg

 

22-07-2020