Amerikan Soyut Dışavurumculuk

Amerikan Soyut Dışavurumculuk

A+ A-

Soyut dışavurumculuk (soyut ekspresyonizm), veya eleştirmen Clement Greenberg'in ifadesiyle  resimsel soyutlama, 1940'ların ortalarında New York'ta ortaya çıkan, ressamların gerçek nesnelerin temsiline yer vermeden kendilerini sadece renk ve şekillerle ifade ettikleri bir tür soyut sanattır.
Amerikan Soyut Dışavurumculuk hareketi; ilk Amerikan sanat hareketi olarak kabul edilip, sanat dünyasının merkezinin Paris'ten New York'a kaymasında etkili olmuş bir sanat hareketidir. Paris artık sanatın tek merkezi olmaktan çıkmıştır. Bu yaşanan durumun birden çok etkeni vardır. Avrupalı birçok sanatçı totoliter rejim baskısı sebebiyle Amerika’ya  göç etmiştir, bu dönemde İkinci Düya Savaşı’nın ortaya çıkması da yaşanan sanatçı göçlerini artırmıştır. 
Max Ernst, Roberto Matta ve Andre Massson gibi  Gerçeküstücü sanatçılar Avrupa’dan Amerika’ya göç eden sanatçılar arasındadır.

Roberto Matta: on the edge of dream (1985)

Soyut dışavurumculuk kavramının, dışavurumculuk sanat hareketiyle temellendiği söylenebilir. Her iki akımın da en belirgin ortak yanları, içten gelir olmaları ve eleştirel bakış açısını benimsemeleridir. Soyut dışavurumculuğun ortaya çıkış kaynaklarından biri de Vassily Kandinsky’nin temsil ettiği estetik anlayıştır.1920’li yıllarda New York’ta gündeme gelen soyut dışavurumculuk tanımı, ilk olarak Kandinsky’nin soyut resimlerinin açıklanmasında kullanılmıştır. Soyut dışavurumculuğun kökleri ayrıca, Turner, Monet, Van Gogh, Paul Klee ve Matisse gibi sanatçılara da dayandırılmaktadır.



Paul Klee, kuzey florasının uyumu,(1927)

Soyut dışavurumculuk akımı,  başını Jon Paul Sartre’ın çektiği varoluşçuluk akımı ile temellendirilmiştir. Sanatçılar, sıçratma, sürme, püskürtme, akıtma, leke atma, boya değdirme gibi uygulamalarla  sanatlarına içselliklerini yansıtmışlardır. Soyut dışavurumcu akımın  ikinci dönem en önemli temsilcilerinden ressam Jackson Pollock (28 Ocak 1912 – 11 Ağustos 1956), “Bilinçaltı modern sanatın çok önemli bir parçasıdır ve bence bilinçaltı dürtüler resimlere bakarken çok önemliler.” der.
Jackson Pollock, anahtar, (1946).

Gombrich sanatın öyküsü kitabında, Jackson Pollock’un sıçratma tekniğindeki resimleri için,“Bu çalışmalar aslında bir resim yapma eyleminden çok bir dansçının ayak izlerini andırmaktaydı, alışılmış yöntemlere karşı tepki göstermeye başlayan sanatçı, tuvali yere sermiş, boyayı damlalar halinde akıtarak, dökerek ya da fırlatarak şaşırtıcı biçimler elde etmiştir; böylece Pollock, “Aksiyon Resmi” ya da “Soyut Dışavurum” olarak adlandırılan yeni bir biçemin yaratıcısı olarak karşılanmıştır ifadelerini kullanmıştır. 




Kaynakça

Antmen,A. (2008).20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar. İstanbul : Sel

Gombrich ,E.H.( 1997). Sanatın Öyküsü. Remzi Kitapevi

Fineberg, J. (2014). 1940’dan Günümüze Sanat. İzmir: Karakalem Kitapevi Yayınları

acikders.ankara.edu.tr  / Soyut dışavurumculuk ekspresyonizm/Erişim 02.10.2020.

https://www.world.intesasanpaolo.com/roberto-matta-forgotten-hero-surrealism/Erişim.02.10.2020

http://blog.pshares.org/index.php/a-machine-that-twitters-why-i-decided-to-let-paul-klee-title-my-essays/Erişim 02.10.2020

 

 

 

 

 

 

02-10-2020