Kötünün Felsefesi

Kötünün Felsefesi

A+ A-

Kötü kavramını öne çıkartmak gereklidir. Sebebi şudur; her zaman iyi olana ulaşmak istedik. İyiyi öyle bir kutsal gördük ki, iyi olan bize uzak kaldı. Hedef iyi olunca, kötü arka planda atıldı. Kötüyü bilmeyen bir ahlak kavramında iyiye ulaşma hedefi temelsiz kalacaktır.

Ahlaki süreç içerisinde, ahlakın zemini niyet-eylem-sonuç ögelerine iyiyi yüklemek ahlak tanımı yaparken, iyi nedir sorusuna cevap arama gayesine dönüşür. Aranan her zaman iyi olduğu için, kötü kavramı iyiyi şekillendiren, sınırlarını belirleyen alt başlık konumunda kalır. Sadece iyi kavramına ulaşmak isteği, yaşadığı toplumu anlamayan, sadece kendi huzurlu hayatını rahatsız etmeyecek bir yaşam biçimi isteyen, emekli bir ihtiyarın fantezisine dönüşüz.

Kötünün ne olduğu ahlaki süreç içerisindeki ögelerde saklıdır. Niyet-eylem-sonuç basamaklarından birisi iyi olana ulaşmıyorsa, kötü orada başlar. Ahlaki sürecin ögeleri tamamında iyiye ulaşmadıkça kötüyü ortaya çıkartıyoruz. Kötünün kaynağını ahlaki sürecin içine sıkıştırmadan, ilk sorumuza adım atmak gerekir. Bakış açımızı ahlaki süreçteki iyi kavramından yönünü değiştirmek tıkanan soruşturmamızın önünü açacaktır. İnsan neden ahlaki süreçte iyiyi hedeflemez? Bu soru ahlak felsefesi içerisinde ele aldığımızda, değerlendirmemizi haz, kader, acı kavramları üzerinden incelememiz gerekir.

İnsan haz almak için, hazza ulaşmak için ahlaki sürecin ögelerini iyiyi hedef alarak hareket etmeyerek kötü olur. Kötüyü hazza ulaşmak için ahlaki süreçten çıkarımsadığımızda, Hobbes’un doğal durum diyerek sözünü ettiği, insanın içgüdüsel olarak hazza yönelmesinde, insan hedefine giden yolda iyiyi göz ardı etmekten kaçınmayacaktır. İnsanın kötüye yatkınlığı sadece bu yönden bakıldığında, Pavlov’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde, insanın gücü yettiği kadar basamakları aşarak daha fazla haz elde ettiği şemaya takılırız. İnsan doğuştan gelen ihtiyaçları doyuma ulaştıramazsa ahlaki süreçte kötüye yönelecektir. Bu ahlaki süreç içerisinde bir kötüye ulaşma değil, iyinin çıkarsal çatışmasının tartışmasıdır.

Kötüyü tanımlamak için iyinin uygulanmadığı, düşünülmediği ya da düşünülemediği yerde başlatmak hatadır. Kötü, başlı başına iyiden kopuk ve iyi kavramı gibi başlangıcı kendisinde olan bir kavramdır. Kötü kavramını varoluşsal yapısının kategorilerine ayrılması, onu açık ve bir şekilde ortaya çıkartacaktır. Kötü öncelikle ahlaki bir süreçtir. Bu süreci ahlakın ögeleri gibi göstermeliyiz. Kötü kavramının süreci uygulama-sıkılma-dönüşümdür. Kötü yapısal olarak bir dönüşüm-değişimdir. Yapısı gereği düzenli bir ahlaki süreçte yaşanan değişim isteğidir. Bu değişim; sistemi ve bireyi rahatsız eder. Sistem içerisindeki akışta devam eden düzen içerisinde, niyet-eylem-sonuç ögelerinde değişim kötüye çıkar.

İnsan, çağına doğar. Çağının kültürüne, coğrafyasına, sistemin içerisine doğar. Kendi çağını öğrenmek ve yaşamak zorundadır. Bu tam olarak çağını uygulamak, onun parçası olmaktır. İnsan süreç içerisinde çağından sıkılır, bu tam olarak birey olmaktan insan olmaya atılan ilk adımdır. Çünkü insan artık birey olmaktan sıkılmış ve insan olduğunun farkına varmıştır. Bu kötü kavramının sürecinde artık sıkılmalıdır. Varoluşu yolunda insan sıkılma sürecinden sonra artık değişime adım atar. Bu değişim, tüm çağda adını herkesin bildiği fakat söylemekten sakındığıdır. Uygulama-sıkılma-değişim insan için artık aykırı olmaktır. Çağ, sistem ve birey kendi düzeninde olan bu farklılığa kötü der. Kötü kavramı kendi içerisinde yapısı bakımından iyiden tamamen kopuk ve özgündür.

Resimler dipnot: https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/tatil-senlikli-kiz-festival-5859374/

16-04-2022