Farklılık Felsefesi

Farklılık Felsefesi

A+ A-

Farklılık, insan için eylem ya da duygu durumları içerisinde en çok düşünmeye zaman harcadığı kavramdır. Bir diğerinden ya da toplumdan farklı olmak, düzene değişiklik getirmek her bireyin amaçladığı harekettir. “Farklılık insana doğuştan mı gelir yoksa öğrenilir mi?” sorusu ile farklılık problemine ışık tutup farklılık kavramını açıklayabiliriz. Sorumuz tek bir insanın farklılık adı altında duygu ve eylem üzerinden hareket etmesinden daha geniş bir kavramdır. Tek bir farklılık hareketini temele alıp geniş bir kavramı açıklanamayacağı için farklılığın ne olduğundan önce ne olmadığını söyleyerek sınırını daraltmak gereklidir.

Farklılık kavramını değillemek amacıyla bireysellik üzerinden düşünerek başlayalım. Bireyin farklı kavramını bireysel olarak bedensel değişim ile gerçekleştirir. Bedensel farklılık birey için dış görünüşte olan değişimdir. Aynı olmaktan kaçmak, tek tip insan yığını arasında, hazzı görünümde değişiklik yaparak hissetmektir. Daimi olandan sıkılarak yapılan küçük farklı hareketlerdir. İnsan dışarıya ilk göründüğü, ilk izlenimin verildiği yerdir. Bu bedensel farklı olmak durumu farklılık kavramı değildir.

Farklılık kavramının ne olmadığını söylerken bireysel durum üzerinden bakıldığı gibi toplumsal durum üzerinden de hareket etmek gerekir. Bireyin topluma karşı bakışında, bu kez kendinde olanda farklılık yarattığı durumlar değil, toplum kabulleri üzerinde yapmaya çalıştığı değişimdir. Toplum normlarına ve gelenek haline gelmiş eylemlere karşı fark yaratma çabasıdır. Toplumsal kabullere karşı olan bireysel duruş, kitlelere ulaşırsa toplumsal normlarda değişime yol açar. Bu geleneksel harekete karşı gelişen bakış açış, kendisini özgür düşünce olarak ortaya koyar.

Her iki alan içinde daimi olandan sıkılarak yapılan değişiklik isteği farklı olmaktır. Farklılık kavramından bahsederken, sınırlarını çizmeye çalıştığımız tanım içerisinden farklı olmak hallerini çıkartmak gereklidir. Farklı olmak farklılık değildir. Farklılık kavramının sınırlarını belirledikten sonra onun ne olduğunu artık görebiliriz. Bunun için ilk gitmemiz gereken yer bireysel ve toplumsallığın dışında olan, insanın düşünsel alanıdır. Düşünsel alan içerisinde ele aldığımız farklılık kavramına yanıt vermek için ilk başta problem edindiğimiz sorumuzu tekrar soralım. Farklılık doğuştan mı gelir yoksa öğrenilir mi? Soruda cevap aradığımız doğuştan kazanım ya da sonradan kazanım ile ne aradığımızı söylemek olacaktır.

İnsanlar dünyaya gelirken eşit oldukları tek şey çıplak olmalarıdır. Doğduğumuz coğrafyadan, sağlık durumuna kadar her insan farklıdır. İnsanın farklılığı en başından belli olsa da, toplum tek tip olma konusunda mutlakıyetidir. İnsan farklılık kavramında tek başınadır. Toplum baskısı ise insanın eyleminin başarısına göre değişim gösterir. Olumlu sonuçlanan her eylem karşısında insan toplumdan “zeki” sıfatını kazanır. Tersi bir sonuçta ise toplum bireye “değişik” sıfatını takar. Her iki sıfattan birisini kazanmış insan farklılık kavramını hayatına uygulamış olandır. Her iki sıfatı da kazanmış ise filozof olur. 

Eylem sonucu ile farklılık yaratan insan için, tek tip insan olma baskısının dışına çıkma çabasıdır. Olumlu sonuçlanma ile zeki sıfatını alan insan toplumu peşinden sürükleyecektir. Ticaret ile uğraşan bir adamın kabul gören ticaret bakışından farklı bir yol izleyerek daha hızlı ve fazla kar etmesi, insana zeki sıfatını kazandırır. Bu toplum içerisinde farklılık yaratır ama orada farklılık yapma kararını almak deliliktir. Farklılık kavramı karar almanın tam kendisidir. Bu farklılığa giden karar anı insan için alınması zor bir sorumluluktur. Bu kararı alabilen insan deli olandır. Her insanda bulunmayan, her insana bahşedilmemiş olan yetidir delilik. Çağına kadar süregelmiş tüm bilgiye ulaşmış insan eğer doğuştan gelen o delilik yetisine sahip değilse bilgiyi gelecek kuşaklara aktaran iyi bir tarihçidir. Doğuştan gelen ve insanın çağın ötesine taşıyan delilik, farklılığın başlangıcıdır. Kuralları tekrar yazmak amacı ile yapılan değişiklik deliliktir. Delilik ile çağın ötesine geçen insan için farklılık kavramının diğer adımı başlar, onu korumak.

Farklılık kavramı insan için anlık değişip biten bir süreç değildir. Deliliğin insanda ortaya çıkması ile deliliğe atılacak ilk adımla beraber insan çağının ötesine geçiş yapar. Bu geçiş diploma almak gibi kalıcı ve peşinden koşulmaya gerek duyulmayacak bir durum değildir. İnsan çağının ötesine geçtiğinde hem orada kalmak için hem de toplum karşısında ayakta kalmak için savaşmalıdır. İnsan, toplum içerisinde birey olmaktan çıkıp insan olma haline geçtiğinde hem içgüdüsel hem de toplumsal baskı ile her zaman kafa karışıklığı içerisinde olacaktır. Her an her durumda bu içten ve dıştan gelen baskılara karşı insan başkaldırmak sorumluluğundadır. İçgüdüler ve toplum her zaman alışılmış olanın rahat ve sorumluluktan uzak halinin en doğru seçim olduğunu baskılayacaktır. Bu başkaldırma sorumluluğu insan için birey olmaktan çıkmaktır. En küçük haliyle bile yapılan farklılık, insan olmaya atılan bir adım, tek tip düşünmeye itirazdır.

 

 


Kaynakça

Resimler dipnot: https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/isik-kadin-yatak-viraj-7036519/

09-09-2021