Tırnak Batması

Tırnak Batması

A+ A-

Tırnaklarım batıyor. Etime. Sürekli parmaklarım tırnaklarımda. Dokunmadan edemiyorum. Yerinden kesip atmak istiyorum tüm tırnaklarımı. Söküp atmak, geriye et parçası bırakmak istiyorum. O kadar keskin ve beyazlar ki. Sivri kenarları yumuşak etimi hissizleştiriyor. Sanki birer silahşörlermiş gibi etlerimde dikiliyor, parmak uçlarımdan süzülüp içime girmek istiyorlar. Damarlarımı delip, kanatmak istiyorlar beni. Yeterince delinmemiş gibi. Ben bakışlardan kaçtıkça küstahlaşıyor tırnaklarım. Savunuyor kovalayanı. Beni neden kovalıyorlar ki? Hangi bakış kovanılmaya bu kadar mahrum bırakılır ki? Tırnaklarımı kesmem lazım. Havlumdan en ufak olanı bile kaçmamalı. Doğruca çöp kutusuna atmalıyım. Savrulan bir tırnağa daha göğüs geremem. Diken diken ediliyorum bakışlarda. İnsanlar kokuşmuş kalıplarından dikenlerini bana savururken bir rüzgar oluşturmalıyım. Evet, bir kasırga tufanı. Böylelikle uçuşan tırnaklarımı alt edebilirim. Bakışları çürütebilirim.

İşte, kasırga çıkıyor. Gözlerini kısmış, şaşırarak bakıyor. Neyi yanlış yaptım ki? Neyi gözden kaçırmış olabilirim ki? Tırnaklarımı uzatmam lazım. Kestikçe daha çok acıtıyor, taşlaşıyor ve yerleşmeye çalışıyor yuvasına. Kasırganın rahatça ufuktan süzülebilmesi için uzatmam lazım. Bakışlara katlanırsam kasırgayı özgürleştirebilirim. O vurucu bakışlar. Her bir tırnağı kesişimde hançerleşen tavırlar. İşte kasırga güçleniyor. Hançerlere bir kalkan oluşturuyor. Yargılayıcı, eleştirel ve yorgun gözleri bulanıklaştırıyor. Bakışların silikleştiği, tırnakların keskinliğini yitirdiği o harbede de kasırganın hiddetiyse kesilmiyor.

Çıkardığım kasırga heybetli pelerinini parmak uçlarıma savuşturuyor ve etimde rüzgarını çıkartıyor. Kendi ellerimle ateşlediğim bu rüzgar neden dinmiyor? Bu kadar hiddeti neden çıkartıyor? Belki de ne hınzır tırnaklar ne de vurucu bakışlardı beni parçalayan. Etimi delen, tırnaklarımı yerinden fırlatan, bakışları sivrilten tek bir uğultu vücudumu sağırlaştırmıştı. Benliğimin ninnisinin uğultusu. Onca insan kalabalığında, yargısal kalıplarla gürültülü boşlukta, ninniyi duyamadığım her uykumda sağır olmuştum. Başkalarının sesinde kulak kesilmekten yanıbaşımda duran limanı görememiştim. İç sesimin cesur, özgür yankısını. Şimdiyse delici rüzgarın uğultusunda yelkenlimi bu limana indirmeye çalışıyorum. Kasırganın heybetli pelerinini uçurtamayacağı tek limana.


Kaynakça

Görsel:unsplash.com

23-09-2023
Beyza Sarımeşe

Beyza Sarımeşe

Edebiyat

İstanbul’da doğdu. Kocaeli Üniversitesi İngiliz dili ve Edebiyatı bölümü okuyor. Viktorya dönemi klasiklerine ve psikolojik-gerilim filmlerine tutkulu. Stanley Kubrick, Dario Argento, David Lynch, Ryan Murphy ve çok daha fazlasının yapımlarıyla yakından ilgileniyor. Melankolik ruh hallerini kısa öykü, deneme ve düz yazı yazarak hayal gücüyle körüklemek en büyük heyecanlarından biri.

byzsrms@gmail.com

beyzasarimese

Beyza Sarımeşe