Oyulmuş Aşk

Oyulmuş Aşk

A+ A-

Artık soluklanabiliyorum. Yüreğimin sızıntılarını damarlarımdan akıtmak zorunda kalmıyorum. Sevinç maskemi, etrafına kalkan oluşturmuş sivri gözlerime asmıyorum. Gerçekten gülüyorum. Endişeler, hüzünler, korkular hala devam ediyor, edecekte. Hayatın çizelgesi, uyumu da burada yatıyor. Ama bazen; hayatımıza dahil olmalarına izin verdikçe kendimizi onlardan korumak için kalkanlar oluşturduğumuz insanlara veda etmeyi seçtiğimizde, hayat daha yaşanılabilir geliyor.                                

Hayat. Bir yaşam abidesi. Kısa bir süre önce bana bir daha yaşamayacağını düşündüğün o heyecanlar kapının ucunda seni bekliyor, o ufak aralıktan adımını atmanı istiyor deseler inanmazdım. Hayat, o zamanlar benim için bir yaşam hapisliğiydi. Yaşadıkça hapsoluyordum nefeslerimde. Nefes aldıkça damarlarım kendini kasıyordu. İki çift gözde kırılan hayal kırıklıklarının bende yarattığı sancılar ruhumu o kadar sarstı ki. Sıcacık yazda o kadar üşüdüm ve titredim ki. Yenilgimin, kırgınlığımın, geciktirilmemin geri dönüşü olmadığını, zamanı geriye almanın imkansız olduğunu, bir daha yaşansa aynı şeyler yaşanacağını ve sorunun bende olmadığını bilmek hiçbir şekilde çözülemeyecek en sıkı düğümü ısrarla denememe benziyordu. Yapılan seçim ve hatalarla o düğüm çoktan örülmüştü bile. Bense küçücük avucuma tutuşturulmuş, elimi yakan dev bir yürekle nereye tutunacağımı bilemedim. Bekletilen umutlar, vaat edilen hayaller ve içi kuru sevgi sözcükleriyle ben ıslandım. O kadar dayandım ki. Sıcak kalmak, oyulmuş aşkta yer ayırmak için. Kendime bir yer ayrılmadığını kabullendiğimde; dolmuş zamanımızda, aşkın bitişinde son demimi içtim. Nerede kurunacağımı, nasıl ısınacağımı düşünmeden duramadım. Çıplak hissettim kendimi. Halbuki aşk bu kadar soymamalıydı beni. Benliğimden, özverimden, heyecanımdan bu kadar sömürmemeliydi. Kaynamış yüreğimin upuzun bir zamana yayılarak iyileşip, durulacağını düşündüm. Ama öyle olmadı.                                                                                                 

Hayat. Hayat bir yaşam abidesi. Bir anda, gözünüzü her kırpışınızda, nefes aldığınız her bir salisede bir kapı açtırabiliyor. O kapıyı aralayıp içeri süzülmek, yeni hislerde uçuşmak sizin elinizde. Belki daha kontrollü, daha kalın kalkanlarla gezinirsiniz mutluluk deminde. Belki benzer hüsranlarla kapanır bir perde daha. Bir perde daha açılır. Soluklanır, yeniden denersiniz. Tekrar kabuklanır, kanar ve tekrar savurursunuz kanatlarınızı. Bir gün son perdenin oynanacağı ve ıslanmadan sıcacık kalabileceğiniz güvenli limanınıza kalbinizi uçurana dek.


Kaynakça

görsel:unsplash

14-10-2023
Beyza Sarımeşe

Beyza Sarımeşe

Edebiyat

İstanbul’da doğdu. Kocaeli Üniversitesi İngiliz dili ve Edebiyatı bölümü okuyor. Viktorya dönemi klasiklerine ve psikolojik-gerilim filmlerine tutkulu. Stanley Kubrick, Dario Argento, David Lynch, Ryan Murphy ve çok daha fazlasının yapımlarıyla yakından ilgileniyor. Melankolik ruh hallerini kısa öykü, deneme ve düz yazı yazarak hayal gücüyle körüklemek en büyük heyecanlarından biri.

byzsrms@gmail.com

beyzasarimese

Beyza Sarımeşe