Köpürmek

Köpürmek

A+ A-

Korkunç geceyi güneşin ilk ışıkları delerken Ali yürüyordu sokakta. Cam kırıklıklarının arasından minik adımlarla sahile iniyordu. Başka nereye gidecekti ki? Nereye dökülecekti ağır gözyaşları ? Hangi bakış şu koca yürekli deniz kadar sessizliğiyle kucak açacaktı ona ? 

İnsan dert anlatmaya dertlenir mi hiç ? İşte Ali yine dertlenmişti. Kız kardeşinin mezuniyet yemeğinde dahi acımasız inilti peşini bırakmamıştı . Yıllardır kesik kesik görüştüğü ailesiyle biraraya geldiği o gecede tek bir bakışla kahrolmuştu. Annesinin iri beyaz dişlerini göstererek gülümsediği o bakışta.Yemekte kardeşinin sevgilisinden aldığı evlilik teklifine önce şaşırmış, sevinmiş ve gezinmişti yeşil ıslak çimlerin arasında. Rüzgarın yumuşak esintisinde, kardeşinin kahkalarında gecenin sonlacağını düşünürken iniltiye sıçramıştı. Oysaki annesinin planmaya yardım ettiği şu evlilik teklifi ne de ışıltılı görünüyordu. Ta ki o iri dişlerin ışıltısında kararan kedere kadar. Nurandan boşanalı sekiz yıl olmuştu. En ufak suçluluğun, sadakatsizliğin yüreğinde ışıldamadığı sekiz korkunç sene. İlk defa suçluluk duygusuyla kirlenmişti işte şimdi. Mutsuz evliliğinin sebebini annesi olarak görmüştü oysaki. Karısıyla tanıştıran, ilişkilerini kontrol etmeye çalışan annesine bir meydan okumaydı aldatmak. Değil miydi?       

Neden geçmişin tozlu adımlarında izini bulamıyordu ki? Ne annesi ne karısı ne de diğerleri bu meydan okumaya gelmemişti. Seyircisiz, tek gösterilik oyununda kendini aldatmıştı Ali. Kadehinden aldığı son yudumu içerken neden zevk aldığını düşündü. İnsanın kendini aldatmasının zevkini . İnsan çekmeceleri boşaltarak , bardakları kırarak , bağırarak , suçlayarak ne de aklamaya çalışıyordu kendini bu oyundan. Elinde törenden kaçırdığı , kalan son şampanyayla sahile inerken bu oyunu düşünüyordu Ali. Ucu görünen denize bakarken şampanya elinden kaymış , yere düşmüştü . Kırılan şampanya sinirlerini gevşetmişti . Dizinin üstüne çöküp, alkolün yere yayılan köpüğüne gözlerini dikti. Belkide aldatmanın zevki yayılmaktan geçiyordu. Köpuklenmek ve yayılmak . Şampanyanın kırık camları da onu seven insanlar olmalıydı. Sevdiklerini kırıp, köpürmek ve yayılmaktı tüm arzusu. Oysaki hayat işte şu dalgalarını boylu boyunca yatırmış, yıllanmış deniz kadar hakimdi bu oyuna. İnsanda bir o kadar teslim olmalıydı. Yoksa acımasız inilti dişlerini gösterirdi. Ayağa kalkıp sahil kenarına yürümeye başladı .     

Kafasındaki iniltili uğuldamalar artmış, kırgınlıkları ve kırdığı kırıklıklar ruhuna batıyordu. Ruhundan batan göz yaşlarını gözlerinde nemlendirip akmalarına izin verdi. Sahile indi. İniltilerin çağırdığı dalgaları izlemeye başladı. Dalgalar kıyıya vurduğunda köpükleniyor, ardından ileriye kucak açıyorlardı. Ne de çok istemişti derdini anlattığında şu dalga gibi bir insanın yüreğini köpürtebilmeyi .Yürek köpürtmek. Dinlendiğini, anlaşıldığını hissetseydi belkide bu kadar dertlenmezdi dertlenmeye. Ama dalgalar köpürüyordu. Kırılan şampanya da yayılıyordu. İnsan yüreğiyse asla köpürmüyordu .

 

 


Kaynakça

unsplash.com

17-05-2023
Beyza Sarımeşe

Beyza Sarımeşe

Edebiyat

İstanbul’da doğdu. Kocaeli Üniversitesi İngiliz dili ve Edebiyatı bölümü okuyor. Viktorya dönemi klasiklerine ve psikolojik-gerilim filmlerine tutkulu. Stanley Kubrick, Dario Argento, David Lynch, Ryan Murphy ve çok daha fazlasının yapımlarıyla yakından ilgileniyor. Melankolik ruh hallerini kısa öykü, deneme ve düz yazı yazarak hayal gücüyle körüklemek en büyük heyecanlarından biri.

byzsrms@gmail.com

beyzasarimese

Beyza Sarımeşe