Suya göre tarım

Suya göre tarım

A+ A-

Özellikle yakın geçmişte yaşadığımız pandemi dönemiyle birlikte gerek karar vericilerde gerekse tüm kamuoyunda gıda güvenliğinin stratejik önemi konusunda bir farkındalık oluştu ve yıllardır üvey evlat muamelesi gören tarım ve tarımsal üretimin olmazsa olmazı olan suyun verimli kullanımı ve su tasarrufu hemen her platformda dillere pelesenk olmaya başladı.

Bu konudaki son sloganlarından biri de “Suya göre tarım”… 

Doğru, çok doğru bir ilke, çok doğru bir söylem… Peki bu söylemi hayata geçirmek için hangi eylemler yapılıyor?  Sonuç elde edilebiliyor mu? Hedefler ne? Ve bu hedeflere ne zaman ulaşılabilecek? Daha da sorgulanması gereken, neden daha önce bu ilke doğrultusunda hareket edilmedi?

Tarım ve Orman Bakanlığına göre; “havza bazında hazırlanacak sektörel su tahsis planları çerçevesinde “Suya göre tarım” ilkesinden hareketle sulamaya verilebilecek su miktarı ile çiftçilerin ve gıda sanayisinin ihtiyaçları göz önüne alınarak ürün deseni saptanıyor. Ayrıca Türkiye'de su tüketiminin en fazla olduğu ve olası kuraklık koşullarından da en çok etkilenmesi muhtemel tarım sektörüne yönelik, en az sulama suyu kullanımı ile maksimum gelir elde edilmesi amacıyla optimum bitki deseni ve sulama planlaması belirleniyor. Bitki deseni optimizasyonu ve sulama planlaması ile tarım sektörünün su ihtiyacı önceden belirlenerek net gelirin arttırılması ve yaşanabilecek olan kuraklık koşullarında, üreticilerin azalan yer altı ve yer üstü su kaynakları ile karşı karşıya kaldıklarında üretime devam etmeleri sağlanacak.”

Yine Tarım ve Orman Bakanlığı; “6 havzada tamamlanan sektörel su tahsis planlaması sonucunda mevcut durumda 8 milyar metreküp mertebesinde su ile yaklaşık 11,2 milyar TL gelir elde edilebilirken, projeli durumda 7,8 milyar metreküp su ile 18,4 milyar TL gelir elde edilebileceğini” belirtiyor.

                                

“Suya göre tarım” aslında yeni bir ilke, yeni bir kavram değildir. Bilinçli bir tarımsal üretimin doğasında vardır, olmalıdır. Çünkü tarımsal üretimin temeli sudur.  Her bitkinin belli bir su ihtiyacı vardır ve yapılacak tarımsal üretimde verimli bir üretim için üretilecek bitkiye ihtiyaç duyduğu suyun doğal yağışlarla karşılanamayan kısmı dışarıdan suni olarak verilmeli, yani sulama yapılmalıdır. Eğer sulama ihtiyacı kadar su yoksa, daha doğrusu o yıl içinde sulama amacıyla kaynaktan alınacak su miktarı önceki yıl içinde o kaynağa (kuyu/nehir/baraj/havza) giren su miktarından fazlaysa söz konusu tarımsal üretim sürdürülebilir değildir.  Havuz problemlerini hatırlayın, havuza giren su havuzdan çıkan sudan azsa sonunda havuz boşalır, bu kadar basit. Ve biz bugüne kadar su kaynaklarımızı bu basit gerçeği hiç dikkate almadan kullandık, kullanmaya da devam ediyoruz.

Sulama suyunun yetersiz olduğu durumda çiftçiye “üretimi azalt”, “daha az su isteyen başka bir ürün ek” diyebileceğimiz gibi (ekonomik ve sosyolojik sonuçları olacaktır) suyun tasarruflu kullanımını sağlayarak aynı üretimi daha az su ile yaptırabiliriz. Tamam, küresel ısınmanın sonuçlarından biri olarak havuza giren su miktarında belli bir azalma vardır, ancak esas sorun havuzun dibindeki delikten, duvarlarındaki çatlaklardan kaçan suda ve bu kaçağı, israfı önlemek için yeterince çaba gösterilmemesindedir.

Hep dile getirdiğim gibi modern basınçlı sulama sistemleri kullanarak aynı miktar su ile iki kat alanı sulamak ve dolayısıyla bırakın daha az üretimi aynı miktar su kullanımıyla daha fazla üretim yapmak mümkündür.

Üzülerek görüyorum ki “Suya göre tarım” ilkesinde bu çok önemli gerçek yeterince dikkate alınmıyor. Evet daha az su ile aynı üretimi yapmak için havza bazlı su tahsisleri hazırlanması, stratejik ürünler için üretim planlaması yapılması, kuraklığa dayanıklı tohumların geliştirilmesi, birim alandan elde edilecek verimi ve karlılığı artıracak teknolojilerin kullanımının sağlanması gibi çalışmalara da ihtiyaç vardır, ancak sulama suyunda tasarruf sağlayamadığımız takdirde “Suya göre tarım” değil, “Susuz tarım” yapmak zorunda kalacağımızın farkında olmamız lazım… nasıl yapacaksak...!

Tekrar etmek gerekirse, önemli olan sadece mevcut suya göre ürün deseni belirlemek değil, mevcut suyu en verimli şekilde kullanabilmek, en fazla katma değeri yaratabilmektir. Havuzdaki suyun yarısı (tarımsal sulamada kullanılan suyun yarısı israf edilmektedir) havuzdaki çatlaklardan sızıp boşa giderken havuzda kalan suya göre su kullanımını planlamak anlamlı mıdır? Bir an önce havuzdaki çatlakları onarmaya, kaçakları önlemeye, su sızdırmaz yeni bir havuz yapmaya öncelik vermek gerekmez mi?

Gelin ülkemizdeki sulama yatırımlarının durumuna (son yıllardaki sulama yatırımları modern basınçlı sulama altyapısı oluşturmaktadır) bir göz atalım.

Ülkemizdeki sulanabilir tarım arazileri 24 milyon hektar olup bunun 8,5 milyon hektarı ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisi olarak tanımlanmıştır. (tanımlama en az 40 yıl önce yapılmış olmasına rağmen hala geçerliliğini korumaktadır !...) Bu tanımlama doğrultusunda yine en az 40 yıldır Cumhuriyet Hükümetleri bu 8,5 milyon hektar alanı sulamaya açmaya çalışmaktadır.

2014-2023 dönemlerini kapsayan onuncu ve on birinci kalkınma planları ve son beş yılın yatırım programları incelendiğinde sulama yatırımları konusunda aşağıdaki tespitler yapılabilir.

  • 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planını Madde 406.1 şöyledir;

“Plan döneminde 2 milyon hektar alanın sulamaya açılması hedeflenmektedir. Bu hedefin 750 bin hektar alanının sulamaya açılması için gerekli bütçe kaynağı tahsis edilecektir. Geriye kalan alana ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ilgili diğer bakanlıklar ile birlikte alternatif yeni iç ve dış finansman yöntemleri geliştirilecek ve bu yolla söz konusu yatırımlar tamamlanacaktır.”

Plan döneminde sulamaya açılabilen alan toplamı 330.000 hektar olmuştur. (Farklı verilere göre daha da az.)

  • Son on yılda toplam 650.000 hektar alanın (yılda ortalama 65.000 ha.) sulamaya açıldığı ve 2023 sonu itibariyle sulamaya açılmış tarım arazisi toplamının 7,1 milyon hektara ulaştığı görülmektedir. Halen sulamaya açılmayı bekleyen 1,4 milyon ha. daha ekonomik olarak sulanabilir alan olduğu düşünüldüğünde mevcut hızla 40 yılı aşkın süredir peşinde koşulan bu hedefe ulaşmak için hala 22 yıla ihtiyacımız olduğu anlaşılmaktadır.
  • Son on bir yılın merkezi yönetim yatırım bütçeleri içinde sulama yatırımlarının payı 2014 de  %9,24 olurken 2023 de % 5,23’e, 2024 yılında %5,28’e düşmüştür.

  • 2023 yatırım planında yer alan bilgilere göre halen devam etmekte olan 212 sulama altyapısı projesi olup bu projelerin ihtiyaç duyduğu bütçe toplamı 327.118.284.405 TL, ayrılan kaynak ise 23.748.775.000 TL.dir. Bu projelerin bazılarına ait detay aşağıdaki gibidir.

    PROJE

    BAŞLAMA

    PROJE

    2022 SONU

    2023

    KAÇ

    ADI

    BİTİŞ

    TUTARI

    KÜMÜLATİF HARCAMA

    YATIRIMI

    YILDA

     

    YILI

    TL

    TL

    TL

    TAMAMLANIR

    Kralkızı-Dicle

    1. Merhale

    1985-2027

    15.599.251.802

    9.219.111.150

    150.000.000

    43

    Kuzgun-Daphan 1. Merhale

    1984-2027

    5.081.326.150

    2.124.763.633

    50.000.000

    59

    Çarşamba Ovası Sulaması ve Drenajı

    1991-2027

    10.105.241.749

    1.015.707.877

    60.000.000

    151

    Görüleceği üzere 40 yıldır devam eden sulama altyapısı projeleri vardır ve aynı tempoyla devam edilirse (bilmediğimiz gerekçeler yoksa) tamamlanabilmesi için en az 40 yıl daha gereklidir.

    Bu analizleri çoğaltmak ve havuzdaki su kaçağının önlenmesine öncelik verilmediğini gösteren örnekleri artırmak mümkündür. Kaldı ki iş modern sulama altyapısını inşa etmekle bitmiyor. Havuzdaki kaçağı önledikten sonra en az onun kadar önemli olan bir diğer konu da, havuzdaki suyun verimli kullanılmasının sağlanması için su kullanıcılarının yapılandırılması, eğitilmesi, gerekli malzeme ve ekipmanla donatılması ve gerçek zamanlı izleme/değerlendirme sisteminin hayata geçirilmesidir. Buzdağının suyun altındaki kısmı olan bu konu maalesef yatırım bütçelerinde yer almayıp yıllık 500, 600 milyon TL lik desteklerle “geçiştirilen” bir konudur.

    Çözüm için atılması gereken adımlar bellidir, çok yazılıp çizilmiş ve herkesçe gayet iyi bilinmektedir, ancak bugüne kadar ortaya konabilenler maalesef yetersizdir.

    Kim bilir belki de tercih “Susuz tarım”dır… Yakında yeni bir proje olarak ortaya atılırsa şaşırmam.


Kaynakça

- https://www.sbb.gov.tr/kamu-yatirim-programlari/ - https://www.tarimorman.gov.tr/SYGM/Haber/1064/Suya-Gore-Tarim-Plani

18-01-2024
Nuri Göktepe

Nuri Göktepe

Tarım

Ankara doğumlu olup üç yaşımdan itibaren İzmir’de yaşamaktayım. Ortaokul ve Lise’yi Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği’nden mezun oldum.

Çalışma hayatıma başta tarımsal sulama olmak üzere çeşitli amaçlara yönelik basınçlı plastik boru üretimi konusunda yurt çapında faaliyet gösteren aile şirketimizde başladım. Daha sonra iş yaşamımı kurucuları arasında olduğum damla sulama boru ve parçaları üretimi ile sulama projeleri tasarımı ve uygulaması konusunda uzmanlaşan şirketimde sürdürdüm. Tarım, sulama, gıda, kırsal kalkınma konularında çalışmalar yapan STK lara üyeliklerim yanı sıra 2018 yılından bu yana kurucuları arasında bulunduğum Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği Genel Sekreterliği görevini sürdürmekteyim.

Otuz yılı aşkın birikimlerime dayalı düşüncelerimi sizlerle paylaşabilmek adına buradayım.

Umarım birlikte düşünür, birlikte üretiriz..

ngoktepe@gmail.com