MİZOFONİ

      Tik tak ,tik tak … şıp,şıp,şıp… şapur,şapur. Bu ses yansımalarının nerden geldiğini biliyorsunuz fakat dikkat kesildiğinizde günlük yaşantınızda bu sesleri duymuyorsunuz ama bir çok kişinin fark etmediği seslere karşı alışılmadık bir biçimde toleransın azalmasıyla tepkiler oluşturan bir durum söz konusu ve ileri boyuttaki durumlarda hastalık olarak adlandırılan seçici ses hassasiyeti sendromunu oluşturmakta.,

        Benimde durumun içinde olduğum  bu konuyu biraz irdelemek istedim. Bunun için beynin incelendiği uygulamalarda anterior  insular korteks bölümünde normalin dışında bir işleyiş olduğu belirlenmiştir. Hastaların seslere verdiği tepkilerde beynin fonksiyonlarında farklılık olduğu saptanmıştır. Farklı bir durum olduğu aşikar çünkü durup dururken insan çekirdek çitlemesine, burun çekilmesine, saat sesine sinirlenmez. Bu başlı başına bir rahatsızlık mı yoksa psikolojik sorunların belirtisi mi tıpta araştırılsa da ben kendimce çözümler bulup uygulaya bildiklerimi mesela saatin pilini çıkarıp odadan uzaklaştırmak, tiktaklamayan saat almak, ağız şapırdatanları uyarmak ya da içimden sesi yapanlara güzel şeyler saydırarak çözümlerimi uygulamaya çalışıyorum latife ederek.

        İnce ve tekrar eden sesleri duymak ve bu durumdan rahatsızlık duyanların  ortak özelliğinin hassasiyet olduğunu ve bu özelliğin avantaj mı yoksa dezavantaj mı olduğu ikilemi bir çok duyarsızlığın olduğu yaşamımızda sorgulattırıyor bizi.

        Özetle şunu söylemek isterim; yüksek farkındalık ve aşırı hassasiyet çok cici çok güzel hasletler olsa da anlaşılmamanın verdiği tuhaflıkla mizofoni gibi bir durumla karşı karşıya kalabilir ya da mizofoni değil de insomnia(uykusuzluk) olan başka bir çok rahatsızlıkla hemhal olunacağı kesinleşiyor. Bunun için ne yapmalı ne yapmamalıyıza girmiyorum. Sadece diyorum ki; Goethe’nin dediği gibi “Dünya hassas kalpler için cehennem.”