Maskeli Dünya

       Sanki büyük bir balo salonu olan dünyada duyduğumuz tınılarla salınma halindeyiz. Davet

edildiğimiz bu salonda herkes birbirine bakıyor, birbirini tanımaya çalışıyor fakat mümkün olmuyor

çünkü bütün yüzler maskeli.

       Gözümüzü dünyaya  ilk açtığımız andan itibaren bir sürü evreden geçiyoruz şu an ki halimize ulaşmak için

,geçirdiğimiz evrelerde öğreniyoruz yaşadıklarımıza anlam katmayı. ”Doğduğumuz dünya çok acımasız

ama aynı zaman da ilahi bir güzelliği var .Anlamlı oluşunun mu yoksa anlamsızlığının mı ağır bastığına

karar vermek insanın yapısına bağlı “ diyor Carl Gustav Jung; denildiği gibi insan  kendini şekillendirip

karakterini oluşturuyor, karakterine göre hayatını sürdürüyor fakat günümüzde gerçek karakterleri

takılan maskeler yüzünden göremiyoruz. Burada ortama göre takınılan tavırdan bahsetmiyorum.

 başka görünmekten maskenin altındakinin görünenden çok başka olduğundan

bahsediyorum. Kandırmacadan, ikiyüzlülükten, sahtelikten…Ne kadar eğitim alınırsa alınsın, kariyerin

en üst noktasında tüm  donanımlar elde edilmiş olunsa da karakterde ki eksiklikten dolayı bunlar bir

yerden sonra bir şey ifade etmeyecektir.

          Bu yüzden maskeler takılıyor, maskeli hayatlar yaşanmaya başlanıyor. Bizde her yeri saran bu  durumla “Maskeli Dünya” da baloya davetli oluyoruz. Bizi biz yapan seçimlerimizle ister davete icabet eder katılırız baloya, ister Mevlana Celaleddin Rumi’nin dediği gibi “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” der, bakarız işimize.