Bİ'KAHVE

Bİ'KAHVE

A+ A-

        Hatırlamak, hatırlanmak, birinin aklında olmak, birini aklından geçirmek, düşünmek , düşünülmek, gönülde olmak, gönlünden geçirmek. “Bir fincan kahvenin, kırk yıl hatırı olması “ mı ? “ Hatır için çiğ tavuk yemek” mi? Bence bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı olması…5değil, 10 değil, 40 yıl neden peki?

        Bir zamanlar İstanbul Üsküdar’da çok güzel kahve yapan ve insanlarla keyifli sohbet eden bir adam varmış hoş sohbetinden dolayı bu zatı muhteremin dükkanına çok uzak yollardan kahve almaya gelirler hem de kahveciyle sohbet ederlermiş. Günlerden bir gün bir yeniçeri gelmiş dükkana, dükkanda olan Rum gemisi kaptanı hariç içerdeki herkese kahve ikram ettiğini söylemiş. Kahveci herkese kahve yapmış ardından eline aldığı iki fincan kahveyle birlikte Rum gemisi kaptanını yanına oturmuş. Durumu fark eden yeniçeri çok sinirlenmiş ve “Ben sana o Rum’a kahve vermeyeceksin demedim mi?” diye bağırmaya başlamış. Kahveci ise yeniçeriye dönmüş ve “Bu kahve senin değil benim ikramımdır ”demiş. Bunun üzerine yeniçeri hiçbir şey diyememiş. Aradan tam tamına 40 yıl geçmiş ve Sisam Adası’nda bir isyan başlamış. Bu bölgedeki Rumlar ayaklanmış. Kahveci, bu isyan döneminde Rumlara esir düşmüş. Bilindiği üzere o yıllarda esirler  esir pazarında satılıyormuş. Kahvecide bu esir pazarında yaşlı bir adama satılmış. Yaşlı adam kahveciyi ıssız bir yere götürmüş. Kahveci başına gelebileceklerden çok korkuyormuş. Issız bir yere geldiklerinde yaşlı adam, Kahveciye “korkma, sana bir zararım dokunmayacak, sen bana 40 yıl önce bir kahve ikram etmiştin hatırladın mı?  İşte ben o Rum gemisi kaptanıyım” demiş.40 yıl önceki o küçük iyiliği ve dostluğu unutmayan Rum gemisi kaptanı, kahveciyi serbest bırakmış. Bu hikaye bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır sözünün bu günlere gelmesini sağlamış.

         Bu hikayedeki gibi canı gönülden yapılan her şeyin kıymetinin ne kadar değerli olduğunu, çırptım çırptım sana kek yaptım, yanına da bol köpüklü bir fincan kahve dediğimizde 40 yılın katlanarak 80 yıla rahat çıkabileceğini düşünebiliriz.

         Bir nesne olsaydınız ne olurdunuz? Sorusunun cevabı da ben de net bir şekilde bir fincan kahve olur. İkram etmeninde, ikram almanın da senelerce hatrı olan, sohbeti, muhabbeti, dinlenmeyi, keyfi, ifade eden sadesi, ortası, şekerlisiyle, içinde aslında hayatın yudumlandığı, kokusuyla, köpüğüyle yaşamımızın her daim içinde olan bir fincan kahve olmak benlik bir durum olurdu.

         Gerçekte olan şu ki mis gibi kokusunu duyduğumuz, tadı damağımızda insan olma halimizle kahvemizi içiyor olmanın zevki elbette ki herhangi bir durumla karşılaştırılamaz. İnsan olma halimizi şu dünyada insan kalabilme çaba ve gayretini sonuna kadar kullanıp kahve tadında hayatı yudumlamalıyız. Hadi şimdi sende iç kahveni, her yudumda al keyfini…


Kaynakça

GÖRSEL:PEXELS

19-02-2024
Hilal Karaarslan

Hilal Karaarslan

Radyo – TV Programcılığı ve Seslendirme

1983 yılında Çanakkale’de doğmuştur. Radyo – TV Programcılığı ve Seslendirme – Dublaj eğitimi almıştır. Hayatı hassasiyet ve incelikler çerçevesinde gözlemlemektedir. Günlük yaşamda göz ardı edilen değerleri estetik bir anlayışla harmanlayıp seslendirmektedir. Yaşamı büyük bir resim olarak gören ve bu resimdeki detayları yazıya döküp farkındalık oluşturmak istemektedir. Çalışmalarına Ankara’da devam etmektedir.

hilaallkaraarslan@gmail.com

hilaallkaraarslan