AKIŞ
Akıyor zaman ve hayat; ırmaklar, nehirler gibi, susuzluğumuzu gidermek için avucumuza doldurduğumuz suyun parmaklarımızın arasından akıp gittiği gibi. Her şeyin doğal bir akış içinde olduğunu ve bu akışın sonunda, yine her şeyin kendi yerini bulacağını biliyoruz.
Bir şeyi yaparken odaklanabildiğimiz, aynı zamanda yapmaktan mutlu olduğumuz ve genelde zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız anlarda hayat akışı içinde oluyoruz. Zaman kavramının dahi değiştiği akışta kalmak o an uğraştığımız şeyden aldığımız haz ve mutlulukla doğru orantılı.
Bazen bazı şeyleri çok zorluyoruz, çok yoruluyoruz. Kendimizce doğru ya da yanlış olaylara, durumlara müdahale etmeye çalışıyoruz, müdahalemizin bir sonuç vermediğini anladığımızda Yaradanın ; “Yoksa insan, her istediğini elde edebileceğinimi sanır. “(Necm, 24) sözünü hatırda tutma bilinciyle kendimizi akışa bırakabilmeliyiz.
“Hayatın olağan akışına uygun olguların ispatı gerekmez.” Kriteri, hukukta hüküm verme açısından çok önemlidir. Hayatın akışana uymayan olağan dışı durumların ispatı gerekiyor, dolayısıyla her yönden akışta kalabilmek önem arz ediyor. Bu sebeple de Bakış açımız, hayat akışımızı şekillendiriyor.
Kaynakça
GÖRSEL:PEXELS