Bir Damla
Kurumuş dalları canlandıran bir damla su, ağaçların yeniden yeşermesini seyrediyor. İnsanlar da böyledir ya bazen, bir damla ilgiye bir damla sevgiye ve bir damla yalnızlığa ihtiyaç duyarlar. Gözlerini yumarlar, oturup bir yudum kahve içerler. Saatlerce okurlar, saatlerce dans ederler bu geniş yalnızlıkla. Tadarlar, anlarlar, öğrenirler, çözümlemeye çalışırlar tüm renklerin büyüsünü, sonra bir bakmışlar, günün ortasında bir fırça değmiş hayatlarına, kaybolmuş izi silinmiş ne kadar renk varsa, yeniden canlanmış bir boyayla, bakmışlar bu renkli dünyanın iradeli duruşuna, dünya kollarını kocaman açıp beklemiş yalnızlığı, bir adım atsa artık mutlu olacakmış bu kollarda , yalnızlık ilk defa bu kadar çaresiz hissetmiş. Kendini hem çok seviyor hem de kurtulmak istiyormuş sessizlikten, sonra bir adım atmış, kollarını açıp sarmalamış dünyayı içinde bir dünya yalnızlık biriktirmiş dahi olsa bir dünya da el uzanmış ona, güçlü ve kararlı adımlarla yaklaşmış tüm duygularına, artık beklemek yerine her şeyi kabullenmiş. Yalnızlık en güzel cevabı vermiş sessizliğe, bir fırça senin hayatına da değerse o zaman renkleneceksin. Sonsuza kadar siyah bir çerçeve de sıkıştım sanma kendini, elbet bir dokunuş sanada uğrayacak ve hayatındaki tüm olumsuzluklar bir anda aydınlanacak. İşte o zaman sende tüm sessiz fısıltıları bir kenara bırakıp kendi yolunu kendin şekillendirmeye başlayacaksın. Bir kez karanlıkta kaldın diye, bir daha tüm ışıkları kapatma. Çünkü senin içinde ki ışık o karanlıktan çok daha güçlü..
Kaynakça
Fotoğraf: Yazara aittir.