"Bir Kadın" Hakkında

Henüz bitirdiğim bir kitap hakkında, köşemde kalmasını istediğim bir yazı yazmak istedim çünkü “Bir Kadın” oldukça etkileyici bir roman kategorisinde benim için. Kitabın yazarını “2022 Nobel Edebiyat Ödülü”nü aldığından beri takip ediyorum. Günümüz için bu kadar prestijli bir ödülü minik hacimli kitaplarla kazanmak “doğal bir yetenek” unsuru ancak yazarın anlatmak istediği gerçeği anlayabilmek paha biçilemez.

Fransız Edebiyatının, dünya edebiyatına kattığı sarsıcı gerçeklik sadece bir milletin yaşam biçiminden kaynaklanmıyor.Sebebini tam olarak anlayamasamda küçük şeylerin değerini anlamada ve göstermede bir hüner vardır.Hayat için varoluşsal temellerin, tarih içinde çok az değiştiğini fark ediyorum.Fransız yazar ve edebiyat profesörü Annie Ernaux, tam olarak bu varoluşsal temellerin dinamiğini çarpıcı bir gerçeklikle yeniden gün yüzüne çıkarmış.

Kitapta bir anne ile kızın, toplumsal bellek ile yaşam döngüsünün tamamlanmış kurgusuna şahit oldum.Anlatılan bir yaşam öyküsü aslında tüm kadınların yaşam öyküsü gibiydi.Duygulandığım birçok yer oldu.Kendi annem ile anneannemi düşündüm sonrada kendimi ve annemi…Bu döngünün bu kadar pürüzsüz,doğal ve olağan işleyişi içimi yumuşattı.Köklerimle olan bu dişil ve atasal aktarımın, hayatta beni ben yapan şeyin ta kendisi olduğunu hissettirdi.

- Köklerimizle olan iletişimin, sosyal hayattaki karakterimizi ve kendi benliğimizle olan iletişimi direkt etkilemesi kaçılınmaz.Kökle olan bağı güçlü tutarsak belki de “en iyi versiyonumuza” ulaşacağız.-diye bir çıkarım yaptım kendimce.

Varoluşsal temelleri bu kadar ustaca hatırlatan yazarın, kendi annesinin gerçekliğini, onu olduğu gibi okura çizebilmesinin ne kadar önemli olduğu tartışmasız son derece değerli bir şey benim için.

“Bir Kadın”,son zamanlarda okuduğum en çarpıcı, en şefkatli, en sert ve en dokunaklı romanlardan bir tanesi.Böyle tarifi zor duyguları okurlarına yaşattığı için Annie Ernaux’a çok teşekkür ediyorum.