Yoga Hakkında (I.Kısım)

Yoga Hakkında (I.Kısım)

A+ A-

İçe dönme, öze dönme ve dışarıdaki tüm hengameye rağmen iç sesi duyabilmek hakkında yazacağım bu yazımı.

   10 yıla yakın bir süredir meditasyon deneyimim var ve son yıllarda yoga ile tanışınca, hayatımda birtakım tamamlanmalar hissettim. Kişisel gelişimimde yol katetmemi sağlayan bu pratikler hakkında kendi deneyimlerimi paylaşacağım.

   Çevremde yoga ya da meditasyon yapan insanların varlığı şuan oldukça normal ve huzurlu hissettirse de, seneler önce o kadar tuhaf geliyordu ki... Bu insanlar dakikalarca hatta bazen saatlerce transa geçmiş bir şekilde ne yapıyorlar, yoga yaparken içine girdikleri pozu acaba hep yapabiliyorlar mıydı yoksa aniden mi yapmaya başladılar gibi kafamda bir ton çılgın düşünce kuruyordum. Üstelik bu işin içindeki herkesin sakin ve mutlu bir görünüşte olması merak katsayımı arttırıyordu.

   Henüz daha lisedeyken, ergenliğinde beraberinde getirdiği anlaşılma arzusu ve öfke nöbetlerini, nefes egzersizleriyle düzenleyebildiğimi fark ettim.Kendimi anlatamadığım ve öfkenin tırmanışa geçtiği anlarda 10'dan geriye doğru yavaş yavaş sayıp, nefesimi izlemek ilk başta kolay değildi ama denemeler meyvelerini vermeye başlayınca sakin bir anımda da nefesimi izlemeye karar verdim.Günün farklı saatlerinde tıpkı bilge bir yogi gibi bağdaş kurup diyafram kasımın varlığından habersiz, kendimde olanı kendimde bulmaya çalıştım.

   Ergenliğin duygu-durum karmaşasında kendimi keşfetmeye çalışmak çok çılgıncaydı ve bunu sadece nefesle yapabiliyor olmak işleri daha da güzelleştiriyordu. Yaşıtlarım mental problemlerini antidepresanlarla çözümlemeye çalışırken sadece nefes alıp vererek iyi olma halini yaşamak şanslı hissettiriyordu.

   Çevremdeki insanları gözlemlemeye başladığımda, nefes alabiliyorlar ama "nefes alıp vermeyi bilmiyorlar" diye düşünmek ilginç bir farkındalıktı. Bu kadar kolayca yapabileceğimiz bir şeyi neden basite indirgeyip, hayatı kendimiz ve vücudumuz için zor bir parkura çeviriyorduk. Yaşıtlarımın yada daha küçük yaş grubunun bunu fark edemiyor oluşu olağandı ama ya yetişkinler? Onlara bu bilginin çoktan verilmiş olması ve hayatlarını ona göre dizayn edip, varoluşlarının en iyi halini yaşamaları gerekmiyor muydu? Çünkü yetişkinler deneyimliydiler ve bir sürü şey görmüş olduklarından bunu biliyor olmaları gerektiğine inanıyordum. Belki de çok fazla beklentisi olan bir genç kızdım bilemiyorum :)

   Beklentimi karşılayan bir grup insanı keşfettiğimde kesinlikle daha huzurlu hissettim ancak bu sefer de bir samimiyet bariyeri vardı. Meditasyon yapan insanların hayat tarzları gerçekçi gelmiyordu. Bütüncül hissettirmiyordu çünkü içinde yaşadığımız hayat koşulları fazla ironi doluydu ve ben de henüz bir ergendim. Meğer hayatın zıtlıklarla iç içeyken bütüncül olduğunu kavramak, belirli deneyimlerle gerçekleşiyormuş...Acı, talı ve ekşi deneyimlerle!

  Samimiyet bariyeri hakkında net sonuçlar aldıktan sonra öze dönme ve iç sesimi dinleyebilmek için pratiklere başladım. Yogayı hayatımın bir parçası haline getirdim ve yoganın sekiz basamağı olduğunu öğrendim. Yama, niyama, asana, pranayama, pratyahara, dharana, dhyana ve samadhi olarak tanımlanan basamaklar hakkında bir sonraki yazımda temel bilgilendirmeler yapacağım. O zamana kadar kendinize iyi bakın :)
 


Kaynakça

Yazının görseli yazara aittir.

07-01-2024
Ceren Gündüz

Ceren Gündüz

Veteriner Fakültesi - Öğrenci

Malatya’da doğdu. Eğitimci bir ailede büyüdü. Veteriner Fakültesinde öğrenim görmektedir. Yazarın en büyük hedeflerinden biri “iyi bir gözlemci” olabilmek.

e.crngndz@icloud.com

eddoer0