David Lynch ve Labirentleri

David Lynch ve Labirentleri

A+ A-

McGowan’ın (2007)[1] “yönetmenlerin Hegel’i” olarak tanımladığı Lynch’in filmlerinin şüphesiz seveni olduğu kadar sevmeyeni de çoktur.

Lynch’in her bir filmi izleyiciyi alışılmış olan sinema deneyiminin dışına çıkarır ve görünenin arkasındaki anlamları açığa çıkarmaya teşvik eder. Bu anlamda bir Lynch filmi izlerken ya filmin sonuna kadar izlemeye devam eder ve aynı filmi bir kere daha izleme isteği duyarsınız ya da filmin yarısında izlemeyi bırakırsınız. Başka bir ifadeyle Lynch filmleri her izleyiciye hitap etmez: “Lynch’in dünyası, içinde kolayca kaybolabileceğiniz kafa karıştıran bir labirent gibidir” (Devlin & Biderman, 2011, s. 2)[2].

Lynch’in her filmini bir labirent metaforuyla ele aldığımızda labirentlerin yapısı ve çıkış yolları birbirinden farklı olsa da temaları oldukça benzerdir: Arzular, korkular, rüyalar, tuhaf karakterler, şiddet, sembolizm ve Lynch sineması için olmazsa olmaz bir unsur olan sürrealizm.

Söz konusu temaların benzerliğinin yanı sıra Lynch’in Labirentlerinde ilerlerken sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik ve tinsel bir yolculuk söz konusudur.
 

 

Lynch’in bilinçaltına, özellikle de arzu ve korkulara yönelişinin ise Eraserhead ile başladığı söylenebilir.

Eraserhead, Henry’nin hem arzularını hem de korkularını kaotik ve zengin bir sembolizm çerçevesinde ortaya koymaktadır.

Söz konusu arzu ve korkular Blue Velvet’te bir Amerikan rüyası ve Amerikan kâbusu tezatında kendine yer bulurken Mullholand Drive’da ise bir Hollywood rüyası içinde sunulur. Ancak Eraserhead ve Blue Velvet’in aksine Mullholland Drive’da gerçeklik ve fantezi arasındaki sınırlar keskin değil aksine oldukça bulanıktır. Dolayısıyla da labirentin çıkışını bulmak bir hayli zordur.
 

Lost Highway’de de durum farklı değildir. Labirentin dönemeçleri bu sefer Fred’in bilinçaltının etrafını sarmalamaktadır. Mystery Man’in rehberliğinde Fred kendi yarattığı labirentin içinde kaybolurken izleyici için ise labirentin çıkışını bulmak neredeyse imkansızlaşır.

 

Özetle Lynch’in labirentlerindeki her bir dönemeç beklenenin aksine labirentin çıkışını bulmayı hızlandırmaz. Lynch evreni, arzuların ve korkuların dışa vurulduğu adeta bilinmeze doğru çıkılan bir yolculuktur.

 

 


Kaynakça

[1] McGowan, T. (2007). The Impossible David Lynch. Columbia University Press. [2] Devlin, W. J., & Biderman, S. (Eds.). (2011). The Philosophy of David Lynch. University Press of Kentucky.

21-02-2024
İrem Merih Mutlu

İrem Merih Mutlu

Sinema ve Televizyon

Bir film meraklısı ve felsefeci olarak, belki çok sevdiğiniz belki de daha önce hiç duymadığınız filmlerde ekrandaki görüntülerin ardındaki daha derin anlamları ortaya çıkarma tutkusuyla, sinemanın zengin dokusunu ve hayatlarımız üzerindeki derin etkisini keşfederken ilgi çekici ve düşündürücü bir yolculuk için bana katılacağınızı umuyorum.

iremmerihmutlu@gmail.com