Bir Rüya Deneyimi: Last Year at Marienbad

Bir Rüya Deneyimi: Last Year at Marienbad

A+ A-

“Koridorlar sırasıyla geçmişten gelen bir dekorla yüklü boş odalara açılıyor. Ayak seslerinin halılar tarafından yutulduğu sessiz odalar o kadar ağır, o kadar yoğun ki tüm sesler kulaktan kaçıyor”.

Koridorların birbirini takip ettiği, lüks ve kasvetin bir araya geldiği devasa şatoda anlatı bir adam (Giorgio Albertazzi) ve bir kadın (Delphine Seyrig) arasında geçmektedir.

Film boyunca adam kadını geçen yıl Marienbad’da tanıştıklarına dair ikna etmeye çalışır. Ancak adamın aksine kadının tanışmalarına dair herhangi bir anısı yoktur: Adamın tüm ikna çabalarına karşın kadın, adama hep mesafeli ve temkinli yaklaşmaktadır.

Film fenomeni, çok büyük ölçüde, seyircinin rüyalar ile gerçeklik arasında sağduyulu bir ayrım yapmasını engellemeye yönelik girişimlere dayanır[1]. Karakterlerin gerçeklik ve hatıralar arasında gidip geldiği birbirinden kopuk ama tekrar eden sahnelerle filmde de olan tam olarak budur: Sahneler arasındaki kopukluk ve tekrarlama şatodaki birbirini takip eden koridorlar, bahçeler ve aynalar ile birleşince seyircide adeta rüyamsı bir deneyim oluşturmaktadır.

“Filmler rüyalarla karşılaştırmaya davet eder: Rüyalar, bir filmdeki kesmelere çok benzeyen uzamsal ve zamansal süreksizliklerle karakterize edilir”[2]. Bu bağlamda filmin rüyamsı atmosferine katkı sağlayan unsurlara baktığımızda lineer olmayan anlatı yapısı ve anlatısal belirsizlik kendini göstermektedir. Filmdeki anlaşılması güç ve tekrarlayan diyaloglar da filmin rüyamsı atmosferine katkı sağlayan diğer unsurlar olarak ele alınabilir. Başka bir ifadeyle filmde hangi sahnenin gerçek hangi sahnenin bir anı ya da rüya mı olduğu belirsizliği baş göstermektedir.

Film boyunca tekrar eden imgelerden hareketle şatonun bahçesi insan belleğinin labirentvari bir sembolü olarak anlatıya hizmet ederken aynalar ve yoğun olarak kullanılan yansımalar ise gerçeklik ve sanrılar arasındaki etkileşimi sembolize ettiği söylenebilir.

Filmin seyirci üzerinde oluşturduğu rüyamsı atmosferin gücünün nedeni ise Resnais’nin Marienbad ile ilgili verdiği röportajda açığa çıkmaktadır:

“Filmin çekimlerine başladığımızda -en azından benim için- neredeyse korkutucu diyebileceğim bir atmosfer oluştu. Bir tür sarmalın, bir tür labirentin içindeydim; düğmelere basıyormuşum gibi hissediyordum ama sonuç üzerinde hiçbir kontrolüm yoktu. Oyuncular da aynı atmosfere kapılmışlardı. Bilinç ve bilinçdışının alanında gibiydik ve burada oyunculara, mizansene, set tasarımına ve Vierny'nin sinematografisine rehberlik eden, daha iddialı bir deyişle 'karanlık güçler' varmış gibi hissediyordum”[3].

 

Resnais’den hareketle filmin seyirci açısından gerçekten rüyamsı bir atmosfer yarattığını ve seyirciyi rüyalarda olduğu gibi bir tür “çabalama duygusu” içerisinde bıraktığı söylenebilir.

Her ne kadar filmdeki sahneler arasındaki kopukluk, klasik olmayan anlatı yapısı ve tekrar eden diyaloglar seyirci açısından zorlu bir film izleme deneyimi oluştursa da söz konusu olan bu unsurlar filmi aynı zamanda “rüyamsı” kılmaktadır. Filmin başından sonuna kadar seyirci adeta Marienbad’daki şatoda bir adam ile kadının olduğu bir rüya görür. Adamın ya da kadının kim olduğu belli değildir: isimleri dahi geçmez. Tıpkı bir rüyada olduğu gibi yaşananlar art arda birbirini takip etmez: Adamla kadın konuşurken birden silahla atış talimi yapan adamlar ortaya çıkar. Film, başından sonuna kadar seyirci için yorumlanması gereken bir rüya gibidir. Özetle Marienbad’ı izlerken adeta “kendimizi bir şekilde başa çıkmamız gereken, genellikle tuhaf ve kafa karıştırıcı bir dünyanın ortasında buluruz”[4].

 

Kaynakça

[1] Botz-Bornstein, T. (2017). Filmler ve Rüyalar. s. 68 [2] Curry, R. (1974). Films and Dreams. s. 83 [3] https://www.youtube.com/watch?v=0YSMXpMw24k&t=738s Interview - Alain Resnais - Last Year At Marienbad (1961) [4] Curry, R. (1974). Films and Dreams. s. 85

07-11-2023
İrem Merih Mutlu

İrem Merih Mutlu

Sinema ve Televizyon

Bir film meraklısı ve felsefeci olarak, belki çok sevdiğiniz belki de daha önce hiç duymadığınız filmlerde ekrandaki görüntülerin ardındaki daha derin anlamları ortaya çıkarma tutkusuyla, sinemanın zengin dokusunu ve hayatlarımız üzerindeki derin etkisini keşfederken ilgi çekici ve düşündürücü bir yolculuk için bana katılacağınızı umuyorum.

iremmerihmutlu@gmail.com