Sinematik Bir Bulmaca Olarak The Others

Sinematik Bir Bulmaca Olarak The Others

A+ A-

Bulmaca filmler, farklı gerçeklik katmanları arasındaki sınırları bulanıklaştırır, boşluklarla, yanılsamalarla, labirentvari yapılarla, belirsizliklerle ve belirgin tesadüflerle delik deşik edilirler[1].

Tipik olarak seyirciyi gizil anlamlar ve beklenmeyen açığa çıkarmalar yoluyla anlatıdaki gizemi çözmeye davet eden ve bir “alt-tür” olarak nitelendirilebileceğimiz bulmaca filmlere örnek olan Alejandro Amenábar'ın yönettiği The Others, Grace (Nicole Kidman) ve ailesinin başından geçen gizemli ve açıklanamayan olayları konu ediniyor.

Yarattığı gerilim yüklü bir atmosferle seyirciyi filmin sonuna kadar çeşitli sorular ve kuşkular ile heyecan içinde bırakmayı başarması ile türünün diğer örnekleri arasından sıyrılan film, Grace ve iki çocuğunun yaşadığı karanlık malikaneye yeni çalışanların gelmesiyle başlıyor.

 

Eski çalışanların “ortadan kaybolduğunu” anlatan Grace, daha sonra evde uygulanması gereken sıkı kurallardan bahsediyor: Çocukların bulunduğu odalarda perdeler daima kapalı tutulacak ve “açılan bir kapı kapanmadan diğer bir kapı asla açılmayacak”.

Postacının eve aslında hiç uğramadığını fark eden Grace, Bayan Mills’e gazetede yayınlanmayan bir ilandan nasıl haberdar olduğunu ve malikaneyi nasıl bulduğunu sorduğunda ise aldığı cevap Bayan Mills, Bay Tuttle ve Lydia’nın zaten daha önce bu evde çalıştıkları oluyor.

 

Film ilerledikçe yaşanan tuhaf olayların sıklığı ve süresi ise giderek artıyor.

İlk olarak Anna’nın evde Victor adında bir çocuğu gördüğünü söylemeye başlamasıyla Grace’in “diğerleri” dediği kişiler yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

 

Film, seyirciye yöneltmiş olduğu evde gerçekten doğaüstü ve açıklanamayan olaylar mı yaşanıyor? Yoksa Grace sürdürdüğü izole yaşantının sonucunda akıl sağlını mı kaybediyor? gibi soruların cevaplarını aslında kullanılan çeşitli metaforlarla ipucu olarak seyirciye veriyor.

Filmi sıradan bir korku filminden ayıran ve onu “bulmacamsı” kılan ögelere baktığımızda ise ilk dikkat çeken evdeki çalışanların tavırlarındaki gizem oluyor: Bay Tuttle ve özellikle de Bayan Mills’in evin geçmişi ve yaşanan açıklanamayan olaylar hakkında bilgi sahibi oldukları film ilerledikçe daha bariz bir hal alıyor.

İkinci olarak ise filmin başından itibaren evin etrafını saran sis evdekilerin dışarı ile bağlantısını hem gerçek anlamda hem de metaforik bir bariyer işlevi görerek kesiyor; böylece seyirci için neden dışarıdan kimsenin gelmediği ya da evdekilerin neden asla evden ayrılamadığı soruları filmin sonuna kadar gizemini sürdürüyor.

 

Tıpkı evin etrafını saran sis gibi Grace’in ışığa karşı alerjisi olan çocuklarını korumak adına kapalı tutulan perdeler ve kapılar da hem gerçek hem de metaforik bir bariyer işlevi görerek evin içindekilerin dış dünyadan yalıtılmışlığını temsil ederken perdeler ve kapıların filmin sonuna doğru tıpkı ortaya çıkacak olan gerçek gibi açılması da filmin sonunda izleyiciyi ters köşe yapan gerçeğe ilişkin sembolik bir anlam yaratıyor.

 

 

 

Tehlikenin dışarıdan değil içeriden geldiği evde piyano sahnesi ile ise Grace’in “diğerleri” hakkındaki düşünceleri adeta somutlaşıyor.

 

Sonuna kadar gerilimin duraksamadığı filmi bir korku filminden öteye taşıyan ise şüphesiz hem seyirciyi hem de karakterleri ters-köşeye sokan sonu oluyor.

Hem bir korku filminin hem de bir bulmaca filminin önemli unsurlarını başarılı bir şekilde sentezleyen The Others sonu ile seyircinin ve aynı zamanda karakterlerin de bildiği her şeyi en baştan gözden geçirmesini sağlıyor.

 

 


Kaynakça

[1] Buckland, W. (2015) Bulmaca Filmler s. 18

23-09-2023
İrem Merih Mutlu

İrem Merih Mutlu

Sinema ve Televizyon

Bir film meraklısı ve felsefeci olarak, belki çok sevdiğiniz belki de daha önce hiç duymadığınız filmlerde ekrandaki görüntülerin ardındaki daha derin anlamları ortaya çıkarma tutkusuyla, sinemanın zengin dokusunu ve hayatlarımız üzerindeki derin etkisini keşfederken ilgi çekici ve düşündürücü bir yolculuk için bana katılacağınızı umuyorum.

iremmerihmutlu@gmail.com