Travmalasak da Mı Saklasak, Travmalamasak da Mı Saklasak

Travmalasak da Mı Saklasak, Travmalamasak da Mı Saklasak

A+ A-

Birine söylediğimiz tek bir kelimenin, attığımız tek bir bakışın karşımızdaki kişiyi ne kadar etkileyebileceğini bilsek hareketsiz, sessiz bir şekilde kalakalırdık herhalde. Bu yaşama devam etmek için pek iyi bir yol olmazdı elbet. Yaptığımız her şeyin sonucunu biliyor olsak belki de insan için sosyal bir canlı tanımı bile hükmünü yitirebilirdi. Ben yine de bugün kendi hayatımdan basit birkaç örnekle hayatımdaki travmaların fiziksel, sosyal ve ruhsal olarak beni nasıl etkilediklerinden biraz bahsetmek isterim. Belki bu çevremizdeki kişilere karşı biraz daha dikkatli olmamız için bir hatırlatma olur.

Minik bir aile içi travmayla başlamak istiyorum. Bu travma bende uzun vadede yeme bozukluğuna sebep oldu ve hayatımda her zaman etkisini hissettiren mide sorunlarımı başlattı. Kendimi bildim bileli babamla sorunlarım vardı. Hiçbir zaman desteğini hissetmedim ve benimle kurduğu tek iletişimde yalnızca bana kızgınlığını belli ederdi. Küçüklüğümden itibaren de ne zaman üzülsem, sinirlensem, korksam buna mide bulantısı eşlik ederdi. Zamanla babamla kurduğum her iletişim bana mide bulantısı olarak yansımaya başlamıştı. Yemekle olan ilişkim bozulmuştu.

Dışarı yemek yemeye çıktığımız bir ramazan günü (Ramazan menülerini bilirsiniz. Tek bir fiyat olur ve çorbadan tatlıya koca bir öğün sunar size) restorandan ne yazık ki tüm menü söylemem gerekti ama zaten babamla tartıştığımız için midem bulanıyordu ve o kadar yemek yiyebilmem o durumda mümkün değildi. Boşu boşuna ona para harcattığım için çok kızmıştı ve sonrasında dışarda yemek yemek de benim için farkında olmasam da korkunç bir deneyime dönüşmüştü.

Babamın bana yaşattıklarının aslında benim mide sorunlarımın sebebi olduğunu anlamam için üniversiteye başlamam gerekti. Ben ne zamanki aile evinden başka bir şehre gittim benim mide sorunlarım anında, büyülü bir şekilde ortadan kalktı. Tabii hala bazı kalıcı izler vardı. Eski bir arkadaşımla yemeğe çıktığımız bir gün doymuş olmama rağmen farkında olmadan kendimi her şeyi bitirmeye çalışırken buldum. Sonrasında arkadaşımın kurduğu o büyülü cümle beni hayata yeniden döndürdü: “Hepsini yemek zorunda değilsin”. Kulağa komik geliyor olabilir; ama bunun benim hayatımı ne kadar etkilediğini tahmin bile edemezsiniz. Şu an saat 5’e yaklaştığında (ki bu babamın işten eve dönme saati oluyor) beni bu yaşımda hala anlamsız bir mide bulantısı sarabiliyor. Bu da kendimi psikolojik olarak kendimi rahatlatana, güvende ve iyi olduğumu hissedene kadar devam ediyor ne yazık ki.

O zaman arkadaş çevresinden bir örnekle devam edelim. Sanırım 10-11 yaşındaydım. İlkokuldan bir arkadaşımla okuldan çıkıp okul yanında bir seyyah satıcıdan gazeteye sarılmış şekilde 10 tane kadar erik aldık ikimizde. Söz konusu meyve olunca tadını çıkarmayı severim. En büyük ve güzel olanları sona sakladım. Ama arkadaşım kendi meyvelerini bitirmiş ve benimkilerden istemişti. Bakın anlatıyorum ama gülmeyin cidden. Bunlar bende iz bırakan anılar :D Ben meyve söz konusu olduğunda paylaşmayı hiç sevmem çünkü hayatta en sevdiğim şeyler olabilirler. Kardeşimle bile hala zor paylaşıyorum. Neyse bu arkadaşım bana bu olay yüzünden “Ne kadar cimrisin” diye bir cümle kurdu. Bu da hayat boyu sosyal hayatımı çok etkileyecek başka bir travmam ve hala etkileriyle uğraşıyorum. Ne yazık ki etrafımdaki kişilerin beni sevmesi, kabullenmesi için maddi olarak kendimi çok kullandırdım ve bunu yeni yeni fark ediyorum. Hala biri benden borç istediğinde param yoksa dahi hayır diyebilmek benim için o kadar zor ki. Resmen bir çocuğun lafıyla olay nerden nereye geliyor.

Bu yüzden diyorum yaptığımız her şeyin sonucunu bilsek hiçbir şey yapamaz hale gelebiliriz. Tabii eğer kalpsiz değilsek... Yine de birine yargılayıcı bir şey demeden önce bunun nelere yol açabileceğini bir düşünürsek hepimizin hayatı daha yaşanabilir olabilir diye düşünüyorum.

13-02-2024
İrem Ekeroğlu

İrem Ekeroğlu

Uluslararası İlişkiler Uzmanı

Ankara doğumluyum. Uluslararası İlişkiler bölümü mezunuyum. Siyaset felsefesi, sosyoloji, eleştirel güvenlik, uluslararası hukuk konularına ilgim var. Okumaya, etrafı gözlemlemeye ve kahveye bağımlıyım. Sorunlarını şarkı söyleyerek ve uyuyarak çözebileceğine inanan çok düşünen ve her zaman en düşünmediği şeyde karar kılan bir insanım. Burada sizlere bana ilham veren şeyleri paylaşacağım.

iremwitt@gmail.com

iremwitt