Konak Bahçesinde Bir Kahve

Konak Bahçesinde Bir Kahve

A+ A-

Hafızamıza bu kadar güvenmeyi gülünç buluyorum çoğu zaman. Yaşadığımız şeyleri, özellikle kötü olanları hiç unutamayacakmışız gibi hissediyoruz. Silinmesini istediğimiz anılarımız oluyor. Oysa günlük hayata kendimizi öyle kaptırıyoruz ki anılar uçup gidiyor. Bazı şeyler daha kalıcı oluyor zihnimizde. Ama yine de sırasıyla önce hiç unutmam dediğimiz yüzler yavaşça siliniyor hafızamızdan. Sonra zaman ilerledikçe sesleri, kokuları unutur hale geliyoruz. Acı veren anları düşünürsek bu durum işimize geliyor; ama güzel anların, insanların zihnimizden uçup gitmesi oldukça acı verici.

Mutsuz olduğum zamanlar kendimi rahatlatmak için yazmak isterdim; ama yıllar geçtikçe gördüm ki sayfalar dolusu kötü anı biriktirmiş olmak bana hiç yardımcı olmuyor. Bu durumun aksine mutlu olduğum zamanlar çok az yazıyorum. Ama artık bu alışkanlığımı tersine çevirmeye çalışıyorum. Güzel anılarımı en ince ayrıntısına kadar yazmaya çalışıyorum. Tanıdığım güzel insanların her özelliğini sayfalarca betimliyorum, aklımdan kolay kolay silinmesinler diye. Bugün de bu anlardan ve kişilerden birinden bahsetmek için buradayım aslında. Bu kişi herkesin hayatın ne kadar küçük bir parçasından ibaret olduğunu hatırlatacak bana ve ne kadar unutulabilir olduğumuzu.

Üniversiteyi Eskişehir’de okudum. O dönemde bir hafta sonu eski erkek arkadaşımla Odunpazarı’nda dolaşmaya çıkmıştık. Uzun bir yürüyüşten sonra sıcaktan çok bunalmış ve yorulmuştuk. Etraftaki kafelerden birine oturmayı düşündük ve en yakın mekana oturduk. Çevredeki kafelerden çok farklıydı burası çünkü bir evin bahçesiydi aslında. 5 dakika sonra bir teyze geldi yanımıza. Diyorum ya hafızamız kötü… Hakkında hatırladığım şey de oldukça az. Adını hatırlamıyorum mesela. Orta boylu, beyaz tenli, yüzünde az kırışıklık olan, Anadolu bölgesindeki kadınların tarzında sırf güneşten korunmak için bir baş örtüsü takmış bir teyzeydi. Ama gülümsemesi hala aklımda mesela. Çok güler yüzlü biriydi. Neyse ne diyorduk… Geldi yanımıza, biraz sohbet ettik. Öğrenci misiniz, nerede okuyorsunuz, isimleriniz ne gibi bir sürü şey sordu bize. Öğrendik ki bulunduğumuz yer teyzenin konağıymış ve 7 kuşak o konakta yaşamışlar. Bahçesine oturacak bir alan yapmış ve sadece Türk kahvesi servisi yapıyor. Bir de eşi vardı, o çok daha yaşlıydı tabii. Onunla hiç konuşmadık. Kendisiyle ilgili çocuklarıyla ilgili bir şey bilmiyorduk pek.

Yıllar geçti. Biz önümüzdeki senelerde yine arada buraya uğradık. Hava kötü olduğunda kapalı oluyordu ve her defasında kadına bir şey mi oldu acaba diye korkuyorduk. Her gittiğimizde aynı soruları tekrar tekrar soruyordu bize. Biz onu unutmasak da o bizi unutuyordu haliyle. Geçen hafta 2 senenin ardından tekrar Eskişehir’e gittim ve oraya da uğramak istedim. Ama gördüm ki bahçe kapalı, mekan restore edilmiş, teyze ölmüş. Şimdi beni teselli eden tek şey gittiğim bir gün mekanda çekmiş olduğum birkaç fotoğrafın olması. Yukarda gördüğünüz fotoğraf da o mekana ait. Yakın esnafa sorduğumda sadece bir kişinin teyzeyi tanıdığını öğrendim ve ölüm haberini de ondan aldım. Bir zamanlar her hafta sonu dolu olan o yeri, herkesin sohbet ettiği o teyzeyi 2 senenin ardından tanıyan sadece bir esnafın olduğunu görmek hayatta ne kadar kolay silindiğimizi gösterdi bana da. Konağın bahçesinde içtiğimiz bir Türk kahvesi soğuyana kadar silinebiliriz. Bu anı da unutmak istemediğim güzel anları ve insanları yazmanın bir başlangıcı oluyor benim için. Sizlere de tavsiye ediyorum.

 

29-04-2024
İrem Ekeroğlu

İrem Ekeroğlu

Uluslararası İlişkiler Uzmanı

Ankara doğumluyum. Uluslararası İlişkiler bölümü mezunuyum. Siyaset felsefesi, sosyoloji, eleştirel güvenlik, uluslararası hukuk konularına ilgim var. Okumaya, etrafı gözlemlemeye ve kahveye bağımlıyım. Sorunlarını şarkı söyleyerek ve uyuyarak çözebileceğine inanan çok düşünen ve her zaman en düşünmediği şeyde karar kılan bir insanım. Burada sizlere bana ilham veren şeyleri paylaşacağım.

iremwitt@gmail.com

iremwitt