Özgürlüğümüz Hapishanemiz Mi?

Özgürlüğümüz Hapishanemiz Mi?

A+ A-

Medyadan faydalanabileceğimiz ne kadar fazla seçenek var öyle değil mi? Televizyon, radyo gibi seçeneklerle kısıtlanmıyoruz artık. Televizyonda binlerce kanal var ve bunun üstüne dizi film gibi içerikler tüketebileceğimiz birçok farklı araç daha çıktı önümüze. Haberleşme ve eğlence için eskiden oldukça popüler olan radyo kanallarının yanı sıra birbirinden farklı müzik, podcast içeriğine sahip değişik uygulamalar var telefonlarımızda. Sesli kitaplar dinleyebiliyoruz. Kişisel mesajlaşmalarımız için kullandığımız birbirinden farklı uygulamalara sahibiz. Yazılı haber kaynakları basılı gazete ve dergilerle sınırlı değil artık. İnternette birçok seçenek var. Peki bu kadar fazla seçeneğe sahip olmak bizi özgürleştiriyor mu?

Evet çok fazla seçeneğimiz var ancak kısıtlı zamana ve imkana sahibiz. Bu yüzden bazı seçimler yapmak zorundayız. Bu seçimleri yaparken de medya kaynaklarından bazı beklentilerimiz oluyor. Tükettiğimiz içerik ne olursa olsun onun kaliteli olmasını istiyoruz mesela. Diğer medya kanallarından farklı şeyler sunmasını bekliyoruz. Eğer politik bir içerik tüketeceksek medya kanalından tarafsız olmasını bekliyoruz ya da tüm bunları beklediğimizi düşünüyoruz.

Medya kanalları savaş döneminde ortaya çıktığında ve yeni yeni kullanılmaya başlandığında büyük bir propaganda aracı olarak görülmüş ve ideolojileri meşrulaştırmak için kullanılmış. İnsanların fikirlerini, eylemlerini etkilemek amacıyla içerikler üretilmiş. Savaş sonrasında medya araçlarının siyasal seçimleri nasıl etkileyebileceğini görmek için araştırmalar yapılmış. Ancak zamanla medya etkisinin sanıldığı kadar güçlü olmadığı fikrini savunanlar ortaya çıkmış. Lazarsfeld ve Merton yaptıkları araştırmanın sonucunda medyanın insanların fikirlerini değiştirme etkisinin yok denecek kadar az olduğu sonucuna varmış.  Ben de kendi yaşadığım dönem boyunca hem kişisel deneyimlerim hem de çevremdekileri gözlemlediğim kadarıyla bu görüşü destekliyorum aslında.

Ne kadar seçeneğimiz olursa olsun izlediğimiz, dinlediğimiz içerikler, sosyal medyada takip ettiğimiz kişiler aslında kendi görüşlerimizi yansıtıyor. Buna iletişim konusunda çalışan kişisel aktifleme diyor. İnsanlar medyadan kendi yönelimlerine uygun içerikleri seçiyorlar. Bizler aslında kendi düşüncelerimizi, zevklerimizi bize yansıtan bir yerde tıkılıp kalıyor gibiyiz. Buna yankı odaları da deniyor.  Yani özgürleştiğimizi ve rasyonel seçimler yaptığımızı düşünürken aslında kendi hapishanelerimizi yaratıyor, onların içinde yaşıyoruz. Bundan tamamen kaçınmak mümkün değil, ancak bu kadar farklı seçenek varken deneyimlediğimiz şeyleri genişletmeyi düşünmek ve bunun için bir şeyler yapmak için bir adım atabiliriz.

 

Kaynak 1: Metinde geçen araştırmanın bilgisi Paul Lazarsfeld ve Robert Merton’ın 1948’de yapmış olduğu “Mass Communication, Popular Taste and Organized Social Action” çalışmasından alınmıştır.

Kaynak 2: Fotoğraf çekimi şahsıma aittir.

29-11-2023
İrem Ekeroğlu

İrem Ekeroğlu

Uluslararası İlişkiler Uzmanı

Ankara doğumluyum. Uluslararası İlişkiler bölümü mezunuyum. Siyaset felsefesi, sosyoloji, eleştirel güvenlik, uluslararası hukuk konularına ilgim var. Okumaya, etrafı gözlemlemeye ve kahveye bağımlıyım. Sorunlarını şarkı söyleyerek ve uyuyarak çözebileceğine inanan çok düşünen ve her zaman en düşünmediği şeyde karar kılan bir insanım. Burada sizlere bana ilham veren şeyleri paylaşacağım.

iremwitt@gmail.com

iremwitt