Aşıkların Acı Liri : Orpheus

Aşıkların Acı Liri : Orpheus

A+ A-

Orpheus müzisyen yakışıklı genç bir oğlandı, yaşadığı dönem de Apollon ile çok iyi anlaşırdı. Apollon sanatına hayranlıkla yaklaşır, onu desteklerdi. Hatta Apollon ona kardeşi Hermes’in yaptığı 7 telli liri hediye etmişti. Orpheus bu lirden çok etkilenmiş üzerinde çalışmış ona iki adet daha tel ekleyerek büyüleyici ezgileri yakalamıştı. Artık bu 9 telli liri kullanarak büyüleyemeyeceği kimseler yoktu, lirinden öyle ezgiler çıkartırdı ki, müziğini duyan en vahşi yaratıklar dize gelir canı olmayan taşlar hüzünlenir, tanrıları bile etkiler. Orpheus hem güzel bir oğlan hem yetenekli hem de nezaketli olması ile, tüm genç kızların hayallerini süsleyen kişi haline gelmiştir. Hatta bir de kahramanlığı vardır, Argonautların Altın Post’u bulmak için çıktıkları deniz seferine katılır burada gemi mürettebatını sirenlerin (karşı konulmaz güzellikte kadın kılığına bürünüp, denizcileri güzel sesleri ile etkileyerek ölüme sürükleyen deniz yaratığı) gazabından müziğini kullanarak korur. Dokuz telli lirini kullanarak sirenleri mayıştırmayı başarmıştı.

Tahmin edebileceğiniz gibi Orpheus’ta aşk adamıydı. Gönlünü Eurydike adında bir güzele kaptırmıştı. Güzeller güzeli Eurydike için Orpheus’tan etkilenmek çokta zor değildi. Tanrılar tarafından sevilen bir müzisyen, insanlar tarafından ilan edilen bir kahraman, cömert ve yakışıklıydı da, çok geçmeden Eurydike ve Orpheus evlendi.( Bu hikaye mite dönüştüyse eğer, bilirsiniz ki yolunda gitmeyen şeyler olması gerekir, peri masalı bu kadardı gelelim bu çiftin mitleştiği o noktaya). Eurydike bir gün ormanda yürürken ,bir çobanın saldırısına uğrar ( pan ve pan soyundan gelenler biraz böyledir) Eurydike çobanın saldırısından kurtulur ve ormanda hızlıca koşmaya başlar, yarı keçi yarı insan olan çobanın ondan daha hızlı ve manevratik olduğunu bildiği için koşarken sürekli arkasına bakarak çobanın onu takip edip etmediğini kontrol eder. Bu sırada yoluna çıkan zehirli engerek yılanını fark etmez ve üzerine basar. Engrek yılanı haliyle Eurydike’yi ısırır, bu güçlü zehire dayanamayan Eurydike oracıkta can verir. Bu ölüm Eurydike’yi Orpheus’tan koparmıştır. Orpheus karısının ölümüne dayanamaz ona çok aşıktır müziğini susturur yas dönemine girer ne yapacağını bilemez haldedir.

Orpheus ne yapacağını bilemez halde Apollon’a başvurur, Apollon’un tavsiyesi ile yeralti dünyasına gidip Eurydike’nin ruhunu Hades ve Persphone’den isteyip Eurydike’yi tekrar dünyaya döndürmeye karar verir(başlı başına bir çılgınlık ama aşk için değer, (değer mi?)). Orpheus alır dokuz telli lirini ve bu zorlu yolculuğa çıkar, dört cehennem nehirlerini takip eder ve Akheron’a ulaşır orada onu kayıkçı Kharon ve yolunu kaybetmiş ruhlar beklemektedir. Orpheus müziğini kullanarak kayıp ruhları sakinleştirir, Kharon ise sanatla kandırılacak kadar zor bir karakter değildir ona bir akçe verirseniz eğer sizi kayığı ile nehri geçirtecek kadar güruhtur. Orpheusta zaten üzüntülü uzun bir yoldan da gelmiş akçesini verip nehrin karşısına, yeraltı dünyasının girişine gelmiştir. Girişte onu zorlu yaratıklar ve kayıp ruhlar karşılar ama sihiri ile onları da mayıştırmayı başarmıştır. Yoluna devam eder Hades ve Persephone’nin kapısına gelmeye çok az kalmışken karşısına Kerberos çıkar (üç başlı köpek) o da müziğin etkisine kapılıp sakinleşir ( Harry Potter/ Felsefe Taşı filminde, üç başlı köpeğin lir çalarken uyuduğu sahne bu mitten izler taşır ). Hades ve Persephone’ye ulaşan Orpheus onları hem müziği ile hem de yanlarına gelme cesareti ile etkileyecek olmalı ki Eurydike’nin ruhunu yeryüzüne çıkartmayı kabul ederler.

Persephone’nin tek bir şartı vardır o da yeraltından çıkana kadar Orpheus’un arkasına bakmaması. Eurydike arkada Orpheus önde olmak üzere yeraltı dünyasının çıkışına doğru yürümeye başlarlar. Tam çıkışa yaklaşırken arkadan gelen Eurydike’nin ayak sesleri kesilir. Orpheus durumdan şüphelenir ve bir an için Eurydike orada mı diye arkasını dönüp kontrol eder. Arkasında olan Eurydike ile göz göze geldikten sonra bir daha asla onu göremez. Orpheus yer yüzüne tek başına çıkar ve yaptığı hata sonucu Eurydike yer altı dünyasında kalmıştı. Bu hata onu sonsuz deliliğe sürükler. Bu mitin altında yatan mesaj ise açık ve nettir tanrıların sözüne güvenmezsen ve tanrılara verdiğin sözü tutmazsan sonucunda kaybeden sen olursun.

( Antonio Canova, Ms. 1777 İtalya, sergilendiği yer: Venedik Museo Correr)

Yukarıda gördüğünüz mermer heykel grubu bu miti tasvirler. Heykellere yakından bakacak olursak, erkek heykelin yani Orpheus’un ayakları ileri giderken geriye bakması ve yüzünde ki pişmanlığını net yakalayabilirsiniz. Elini alınına koyması,  “Ah ben ne yaptım” cümlesini kulaklarımıza fısıldar şekilde yansıtılmıştır. Kadın heykele yani Eurydike’ye bakarsak eğer, ayakları sanki ileri doğru yürümek istiyormuş ama biri tutuyormuş gibi betimlenmiş tam bu esnada heykelin sağ eline bakarsanız onu yer altına çekmek için tutan eli görebilirsiniz. Eurydike’nin sol eli ve boyun duruşu tamamiyle hayal kırıklığı ve üzüntüyü yansıtacak şekilde betimlenmiştir.

01-03-2024
Eylem Özkan

Eylem Özkan

Arkeolog

Merhabalar, Ben Arkeolog Eylem Özkan,

Antik çağ insanlarının günlük yaşantısına, mitlerine, inançlarına, savaş hikayelerine ve kahramanlıklarına her zaman büyük bir ilgi duydum. Bu ilgim beni Arkeolog yaptı. Öğrendikçe ve keşfettikçe aslında çocukken gittiğim müzeleri, antik kentleri sadece seyirlik olarak gezdiğimi farkettim. Bugün seyirci olarak gezdiğim müzelerin, eserlerine baktığım da her bir detayın farklı bir şeyi temsil ettiğini biliyorum. Yazılarımda ki önceliğim bu olacak, insanların bir esere sadece bakmasını değil altında ki hikayesini de çözümlemesini istiyorum.

eylemozzkan@gmail.com

@eylemozkaan