Hapşırık Parodisi
Farklı zamanlarda içinde bulunduğum birbirinden farklı ortamları, farklı evrenler olarak tanımlıyorum.
Birbirinden farklı bir çok evrende sanki ilk kez yaşanıyormuşcasına yaşanan, oysa ki o anın içinde farkındalıkla bulunduğum için, tekrarını artık hayatımdaki bir parodi olarak görmeye başladığım bir durum var.
Bu parodinin, özellikle iş yerleri gibi, insanların aralarındaki samimiyet miktarlarının değişkenlik gösterdiği kalabalık ortamlarda yaşanma ihtimali daha yüksek.
A: -HAPŞUU!
B: -Çok yaşa!
C: -İyi yaşa, sağlıklı yaşa!
Biri hapşırdığında ona ‘‘çok yaşa’’dersin, ‘’sen de gör’’ der.
Sonra bir kez daha hapşırır, yine ‘’çok yaşa’’ dersin, ‘’hep beraber’’ der.
Bir kez daha hapşırdığında ay ilahi ne çok hapşırdın dercesine ve bir iyi dileği daha ona çok görmediğini vurgularcasına gülerek ‘’çok yaşa’’ dersin.
O da kendisinin böyle üst üste hapşırma huyları olduğu imalarıyla gülerek ‘’sen de gör’’ der.
Sen ona bir ‘’çok yaşa’’yı daha çok görmediğin için o da sana söylediği ‘’sen de gör’’ü daha farklı bir vurgu ile söyler.
Yan rollerde de bu kadar çok hapşırılmasına sanki rahatsızmışçasına hayretler eden kişi ve ‘çok yaşa’ yerine ‘iyi yaşa’ demesiyle gururlanan, farklı bir hayat görüşü olduğu halde hak ettiği yerde olmadığı hissi ile yaşayıp, bu küçücük anların içerisine bile hayat görüşündeki farklılığı sığdırmış kişi yer alır.
Oyun tekrar oynandığında roller değişebilir.
Arketipler her yerdedir ve hayat bazen bu kadar tahmin edilebilirdir.
Tahmin edilebilirlik kimimiz için sıkıcıyken, güven ihtiyacı olan kişilere iyi gelir, onlar bundan huzur bulur.
Aitlik hissi herkese iyi gelse de kimisi hayatın sıradan akışına aittir, kimisi daha fazlasına.