Bir Hayatta Kalma Mücadelesinden Daha Fazlası: Nowhere

Bir Hayatta Kalma Mücadelesinden Daha Fazlası: Nowhere

A+ A-

Yönetmen koltuğunda Albert Pintó’nun bulunduğu gerilim ve dram filmi Nowhere 30 Eylül 2023 tarihinde Netflix’te yayımlanmaya başlamıştır. Başrollerinde Anna Castillo, Tamar Novas, Tony Corvillo bulunan film yayınlandığı andan itibaren izleyicilerin oldukça ilgisi çekmeyi başarmıştır. Hadi gelin şimdi birlikte filmin konusuna bakalım.

Gelecekte harap halde olan totaliter İspanya Hükümeti, yaşanan kıtlık sebebiyle elde olanla yetinme politikasına geçmiş altından kalkamayınca da hamile kadınları, çocukları ve yaşlıları yok etmeye başlar. Ülkeden kaçmaya çalışan hamile Mia ve eşi Nico ise bu durumdan kurtulabilmek için kendilerini bir konteynırın içinde bulurlar. Belli bir yerden sonra kalabalıklaşan konteynırların ayrılmasıyla da Mia ve Nico birbirlerini kaybederler. Mia’nın içinde bulunan konteynerin kontrol noktasında yakalanmasıyla da içeride bulunan insanlar katledilir. Saklanmayı başaran Mia ise hayatta kalmayı başarır. Ancak zorlu yolculuğu burada bitmez. Kurtulabileceğini düşünürken de bu sefer çıkan fırtınada konteynerin içinde ve denizin ortasında bir başına kalır. Sizce Mia bu zorulu yolculuktan sağ salim kurtulabilmeyi başarabilecek mi? Yoksa yalnızlığa ve acıya yenik mi düşecek?

Film okyanus ortasında yalnız kalan Mia’nın karnındaki çocuğu ve eşi için verdiği hayatta kalma mücadelesini konu almaktadır. Benim de büyük beklentilere girmeden başladığım film beni oldukça şaşkınlığa uğrattı. Fragmanını izlememe rağmen ben de bu kadarını beklemiyordum. Her ne kadar mantığa uymayan birkaç detay bulunsa da film genel olarak başarılı duruyordu. En azından ben filmi beğenmiştim.

 Benim beklemediğim ve mantığıma uymayan şey ise telefonun okyanusun ortasında bir çekip bir çekmemesiydi. Bunun hakkında yaptığım araştırmalarda da pek bir şey bulamasam da Mia’nın bulduğu uydu telefonun (sanırım) çekmesi gayet normal ama cep telefonunun çekmesi mümkün gibi durmuyordu. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şimdi ise gündemimizde beni en çok etkileyen yaklaşım var. Mia’nın konteynerde gördüğü kendi gibi hamile olan bir başka kadını, yanında kimsesi olmadığı için yalnız olarak tabir etmesi ve Nico’nun buna karşı çıkması, karnındaki bebeği ile yalnız olmadığını söylemesi; ve sonunda Mia’nın bebeği ile ‘yalnız’ kalması. Biz de sonuçta hiç beklemediğimiz bir anda yalnız kalabiliriz. Ancak asıl önemli olan bu yalnızlığa hangi pencereden baktığımız ve yalnız karşısında verdiğimiz mücadeledir. Bu yüzden de bu konuda filmin ilerleyen sahnelerinde Mia'nın bu konuyu daha yi anlayabildiğini düşünüyorum.

Film boyunca ayrıca anne bebek ilişkisine de oldukça değinilmiş ve Mia’nın bebeği doğduktan sonraki süreçte ne gibi psikolojik ve fiziksel zorluklar yaşadığını da gözler önüne sermiştir. Annenin aç olmasından dolayı ilk başta sütünün gelmemesi bu yüzden bebeğin sürekli ağlaması zaten annenin doğum anında bile tek başına olması annenin sinir kat sayısını arttırmıştır. Bu da bebeğine sinirlenmesine ve tahammülünün kalmamasına yol açmıştır. Anna Castillo bu rolün altından oldukça profesyonelce kalkmayı başarmış ve rolünün hakkını vermiştir. Belki de bu yüzden film Netflix’te oldukça popüler hale gelmiştir.

Film de keşke, Mia ve Nico’nun kaçış anına değinilseydi. Nasıl evden dışarı çıktıklarını keşke bizlere sunsalardı. Veyahut çok az değinilen büyük kızlarının ölümünün getirdiği acıyı ve travmayı bizlere izletselerdi. Ben bu küçük gözüken ancak büyük bir detay olan olayın biraz daha içine girilmesini isterdim. Ancak filmi yapan, emeği geçen herkese teşekkür ederiz. İspanyol sinemasının son yıllarda oldukça popüler hale gelmesiyle birlikte çok popüler filmler de karşımıza çıkmaya başladı.

 Nice İspanyol filmlerine.

Bir sonraki yazımda görüşene kadar sinema ile kalın.

Hoşça kalın.

 

 

 
10-10-2023