KÖRDÜĞÜM
Aşk sadece peşinden koştuğumuz, kalbimizin ritmini değiştiren bir eylem mi yoksa imkansız diye nitelendirdiğimiz reddedildikçe daha da saplandığımız bir batak mı? Uğruna savaşlar verilen kadınlar, tanrıları kutsal mabetlerinden Olympos Dağı’ndan fanilerin arasına sürükleyen tutkular.
Leda, dünyalar güzeli Helen’in annesi. Adının anlamı ise “Lykia dilinde kadın” demektir. Sparta kraliçe Leda’da Barok ve Rokoko Dönemlerinde birçok ressamın tablolarının ana konusu olmuştur. Zeus ve Leda’nın konu olduğu hikayeye gelecek olursak eğer; güzeller güzeli Sparta Kraliçe Leda bir derede yıkanırken çevrede gezinen Zeus, Hera (Zeus’un kız kardeşi) ‘yla evli olmasına rağmen Leda’yla birlikte olmak ister. Leda’yı ürkütmek istemeyen Zeus bir kuğa dönüşür (çeşitli efsaneler de Zeus’un birçok farklı hayvana dönüştüğü görülmüştür; boğa, kartal vs.). Kendini dereye bırakan Zeus, süzülerek Leda’ya doğru yanaşır. Kuğun parlak ve beyaz tüyleri onu kendine çekmiştir. Önce ona sarılır ve sonrasında kuğuyla birliktelik yaşar. Leda aynı gece kocası Tyndareus’la da birlikte olur. Bu iki birlikten sonra Leda hamile kalır. Ama bu sıradan bir hamilelik olmayacaktır. Zeus ve Tyndareus’tan ayrı ayrı iki yumurta dünyaya getirir. Zeus’tan olan yumurtadan; Helena ve Polydeuskes, Tyndareus’tan olandan ise Clytemnestra ve Castor dünyaya gelir. Bu ilginç doğumdan olan kardeşlerden; Polydeuskes ve Castor arasında sımsıkı bir kardeşlik bağı oluşur. O saatten sonra bu ikili kardeşlik ve dostluğun simgesi olmuşlardır (Onlara Zeus’un delikanlıları anlamına gelen Dioskurla da denilmiştir). Polydeuskes, Castor için ölümsüzlüğünden vazgeçmiştir. Bir kaza sonucu iki delikanlı da ölmüştür. Zeus, onları gökyüzüne göndererek; Kutup Yıldızı ve Şafak Yıldızı olarak bir araya getirmiştir. Hatta ikizler burcunun temsili olarak da anılırlar.
Hikayeden çıkarılabileceğimiz bir sonuç ararsak eğer her tutku ve arzu aşk değildir. Bazen doyumsuz hazlar ve duygular elimizde olanın fazlasına sahip olmak ister. Sonucu düşünülmez.