Kendine Hapsolmak

Kendine Hapsolmak

A+ A-

Kendimizden daha çok sevebilir miyiz bir başkasını? Ya da kendimizi bu kadar çok sevdiğimiz için bir başkasının ölümüne sebep olabilir miyiz? Peki bütün bunlar bizi haklı çıkarır mı? Sevginin ya da hayranlık duymanın çoğu zaman bir zararı dokunmaz kimseye ta ki bu hastalık boyutuna varana kadar. Hem kendisine aşık olan bir perinin hem de kendine aşık olan adamın hikayesine bakalım o zaman. Aşk ve hayranlık her zaman yaşatmaz bazen de öldürür.  

Yunan mitolojisinde ilk kez karşımıza çıkar Narkissos. Oldukça yakışıklı olan bu genç adam iyi de bir avcıdır aynı zaman da. Yine avlanmak için çıktığı bir gezinti de orman perilerinden biri olan Echo’yla karşılaşır ve Echo onu görür germez aşık olur. Fakat Narkisssos, Echo’nun aşkına karşılık vermeden oradan ayrılıp gider. Karşılıksız kalan aşkı günden güne Echo’nun yemeden içmeden kesilmesine yavaş yavaş eriyip tükenmesine neden olur. Ve sonunda ölür. Echo’dan geriye kalan kemikler kayalara ve Narkissos’un adını fısıldayan sesi kayalarda yankılanan ekoya dönür. Narkissos’a gelecek olursak eğer Olimposlu tanrılar öğrendikleri bu durum karşısında çok sinirlenirler ve onu cezalandırmaya karar verirler. Narkissos’un cezası ise kendisidir. Yine bir gün avlanmak için iz sürerken susamış ve bitkin düşmüştür. Su içmek için gittiği nehir de birden gözleri kendi güzelliğine takılır. Narkissos o zamana değin bu kadar güzel bir şey görmemiştir. Nehirdeki yansımasından bir an bile gözlerini ayıramaz. Aşk nedir, aşık olmak nedir işte o zaman anlamıştır. Kimsenin güzelliği karşısında etkilenmeyen Narkissos aşık olmuştur kendine. O saatten sonra ne su içmek gelmiştir aklına ne de yemek yemek. Tıpkı kendine aşık olan Echo gibi günden güne erir, tükenir. Daha sonrasında onun olduğu yerde nergis adındaki çiçek yeşerir. Aslında bir bakıma kendi sonunu getirmiştir muhteşem egosu.  

Narsist bir adam, kayalarda yankılanan sade bir ses. Sanırım hikayenin ve aşkın basit matematiği diyebiliriz buna. Aşkın iyileştirme gücü vardır ama bunu yanı sıra öyle zehirli okları da vardır ki. Önce ölmedim der nefes aldırır bize, sonrasında farkına vardırır damarlarımızda dolanan zehrin. Öyle ki öldüğümüzün farkına bile vardırmaz bize. Panzehir için ise çoktan geç kalınmıştır. Bazen sevmek ya da acı çekmek için birinin olmasına gerek olmaz. Görmek ve kaybetmek bile yeterlidir. Karşılıksız kalan aşk bir kez öldürürken, bizim kendi elimizle sevmeyi bilmeyen bir kalbe, kalbimizi vermek ise sonsuz kez öldürür bizi. Sadece ses olup yankılanırız boşluklar içinde.  

11-01-2024
Merve Açıkel

Merve Açıkel

Arkeolog

Merhabalar ben Arkeolog Merve Açıkel. Küçük bir çocukken babamla izlediğimiz hem tarihi belgeseller hem de kültürel programlar beni arkeolog olmaya itti. Pozitif bir bilim dalı okuyup tek bir yere odaklanmak imkansız olduğundan dünyaca ünlü ressamların yaptıkları eserler ve bu eserlerin analizleri, ören yerleri, mitler, sanat galerileri ve efsanelere karşı koymanız bir yerde imkansız hale geliyor. Siz de onların dünyasında kendi yerinizi alıyorsunuz. Ben hala kendi yerimi arayan bir gezginim sizlerle birlikte hem onları hem de kendimi keşfedeceğimi düşündüğüm bu yolculuğa çıkmaktan oldukça mutluyum. Herkesin gözünden okuduğumuz düşleri bir de benim düşüncelerimle okuyup kendi hayal gücünüzle harmanladığınız öykülerde buluşmak dileğiyle.  

05535894048

05535894048

merveacikel61@gmail.com

merveacikellll