Oğlum

Oğlum

A+ A-

Bugün oğlumun doğum günü. Otuz yaşında oldu artık. Koca otuz yıl geçmiş ama onu doğurduğum gün, daha dün gibi hatırımda duruyor. İlk kez karlı bir aralık gecesinde kucakladım onu. Küçücük bedenini kollarımla sarıp sarmaladım. Pembe yanaklarını kokladım, yumuk yumuk ellerini tuttum. Bir daha da hiç bırakmadım elini.  Oğlum doğduktan sonra hayatım  yalnız benim olamazdı. Oğlum için de yaşıyordum. Onun için vardım hatta. Minicik bedeni, kocaman dünyanın içindeydi artık. Mis kokusunu içime çektikçe onu koruyamamaktan endişe duyduğum zamanlar vardı. Ona biri zarar verir de koruyup kollayamam diye korktuğum vakitler oldu. Sonra bebeğim büyüdü, yürüdü. Anne, dedi. Ağlarken bana seslendi. Kimi zaman küçük kollarını boynuma doladı kimi zaman beni göremeyince ağladı. Okula başladı, incecik parmakları yazmayı öğrendi. Oyunlar oynamayı öğrendi, arkadaşları oldu. Bazen düşüp dizini yere çarptı. Yine anne diye ağladı. Ben hep elinden tuttum.  Her zaman yanında oldum yavrumun. Seneler geçti, o küçük bedeni benim boyumu geçti. Delikanlı oldu, elinden tutturmaz, saçını okşatmaz oldu ama ben gözümle tuttum ellerini, uyurken okşadım saçlarını. Öpüp kokladığım pembe  yanaklarında  sakallar çıkmaya başladı, sesi değişti. Bir tane de kız sevdi.   Artık ana kucağından asker ocağına gitme vakti geldi. Asker oldu benim Kınalı kuzum.

Benim onu kolladığım gibi o  da vatanını kollayacaktı.Gözü pekti, yiğitti. Korkusu yoktu. Ona verdiğim sevgiyi, emeği  vatanına vermek için saklamıştı. Canının kıymeti bile bir hiç oldu ülkesinin yanında. Şehit düştü toprağına, ay yıldızın uğruna. Kahraman oldu Anadolu’ya.  Anne deyişleri, ozanların sazına söz oldu. Tarihe şan verenlerden oldu.

Yedi yıl önce  bugün mezarına ektiğim çiçeklerin kökleri, benim onu sardığım gibi sıkı sıkı sarmıştır toprağını. Oğlumun kokusunu almıştır tomurcukları. Onun kokusunu salmıştır yaprakları.  Cennet kokulum orada öylece yatarken ardından bana bir Al bayrak bıraktı. Ben bayrağa ağlamadan  bakamadım bir daha. Oğlumdan da bir parça taşır artık. Onun kanından renk çalınmış üstüne, canından ruh üflenmiş ayına yıldızına. Oğlum vatan toprağına yar olmuşsa Al bayrak bana oğul olur bundan sonra. Ben oğluma ağlayamadan bakamadım bir daha. Meğerse ben yılarca bir bayrağı sarmışım kollarımın arasında.   Al bayrağı büyütmüşüm, elinden tutup yürütmüşüm. Ona ninniler söylemişim. Al bayrak hasta olmuş, ben onun başında beklemişim, koşup terlemiş onun sırtına havlu koymuşum. Ben yavruma ağlayamadan bakamadım bir daha. Ben Al Sancak’ı doğurmuşum, salmışım göklere, dalgalansın diye. Kınalı kuzuma bir rüzgar değdiğinde cennet kokusu yayılır ülkenin her köşesine, güneş vurduğunda gölgesi düşer vatanın  her tepesine. Ben Al bayrağa ağlamadan bakamadım bir daha. Ben vatana ana olmuşum, Al bayrak’ı doğurmuşum. Gözümden gönlümden sakınıp büyütmüşüm onu. Analar yavrularını gururla izlerken tutamazlar yaşlarını. Ben Al sancağa ağlamadan bakamadım bir daha.  

  Al bayrak'ın bütün annelerine... 

28-12-2023
Burcu Tüylüoğlu

Burcu Tüylüoğlu

Edebiyat

Merhaba Ben Burcu. 2014 yılında Gazi Üniversitesinden mezun oldum.  2015 yılında Pedagojik Formasyon eğitimi aldım. 2023 yılında, Türk Dili ve Edebiyatı bölümü yüksek lisans ile İstanbul Üniversitesi “Yaratıcı Yazarlık Eğitmen Eğitici” eğitimini tamamladım.

Tanış çıkacağımız her duygunun bir kelimesi vardır bu hayatta. Bu yüzden daha çok severiz bazı kelimeleri. Onlarla cümleler kurmak isteriz, kendimizi ifade ederiz. Benim kelime ve cümlelerimde, kendinizden bir his görürseniz ortak olsun dilimiz ile kalbimiz.

burcutyl_90@hotmail.com

burcu_tyl