RESİM
1990 Beyoğlu doğumlu.
Eğitim
2008 Eskişehir Anadolu Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü (devam etmedi.)
2009-2013 Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü
2014-2016 Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Temel Sanat ve Tasarım Yüksel Lisans
2017 Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Sanatta Yeterlik (devam etmedi.)
2018- Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Temel Sanat ve Tasarım Sanatta Yeterlik (devam ediyor.)
İş
2016- 2020 Okan Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Araştırma Görevlisi
2020 - İstanbul Gelişim Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü Araştırma Görevlisi
Kişisel Sergiler
2021 False Memory, Galeri Kambur, İstanbul
Karma Sergiler
2020 ‘Durdurulamaz Ayrıntılar’ Okan Üniversitesi, İstanbul
2019 TGDD Sanat Akademisyenleri Sergisi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi, Şişli, İstanbul
2019 Paslaşmalar IV, Okan Üniversitesi, İstanbul
2019 Engraivst Gravür Sergisi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul
2018 Sınırlı Sayıda, Okan Üniversitesi, İstanbul
2018 Garden Sale, Kadıköy Mag., Küçükçiftlikpark, İstanbul
2018 Armağan, Miras, Bellek, Kültür Üniversitesi, Fotoğraf Sergisi, İstanbul
2018 Tanışma’ Galeri MUAF, Yuvakimyon Rum Kız Lisesi, İstanbul
2018 Bazaart St. Regis Otel Nişantaşı, İstanbul
Biyografi
Zeynep Abacı (1990 Beyoğlu) Anadolu üniversitesi resim öğretmenliği bölümünde bir yıl eğitim aldıktan sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi resim bölümüne girdi. Aynı üniversitenin Temel Sanat ve Tasarım programında yüksek lisans eğitimini tamamlayan Abacı, 2016 yılında İstanbul Okan Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2017’de Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Programı’nda sanatta yeterlik eğitimini yarıda bırakarak, 2018 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Temel Sanat ve Tasarım sanatta yeterlik programına kabul edildi. Akademik kariyerine İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak devam etmekte ve çalışmalarını mekan ve bellek ilişkisi bağlamında sahte anı kavramı üzerine sürdürmektedir.
Sanatçı Beyanı
‘False Memory’
‘’Sahte anılarla gerçek anılar arasındaki fark, mücevherler ile aynıdır: Sahte olanlar her zaman daha gerçek, daha parlak gözükür.’’ S.Dali
Bazen boş bir koltuk, bazen bir ağacın gövdesi, çekmeceye gizlediklerimiz, bir koku ya da ses… bizi anılarımızın mekânına götürür. Belleğin, deneyimleri saklı olduğu yerden ortaya çıkarma sürecinin doğrudan mekânla ilgili olduğu düşünülür. Anıların imgeleri mekânla ortaya çıkarken, hatırlanan ‘şeyler’ kendi evrimi içinde değişime uğrayarak şimdiye doğru akar. Öyle ki Huyssen, belleğin şimdiki zamanda yapılan kültürel bir kurgu olduğundan bahseder.
False Memory için bir çeşit ‘’Oradaydım!’’ demek mümkün. Bize aktarılan hikayelerle oluşturduğumuz kişisel tarihimiz/mitolojimiz ya da hiç hatırlamadığımız o fotoğraf kareleri, belleğimizde ‘Oradaydım!’ diyebileceğimiz birer sahte anıya dönüşebilir ve çoğu zaman bunun farkına bile varmayız. Anının gerçekliğine inanmak için bu kurguları birer mekâna yerleştiririz zihnimizde. Kimi zaman uyandığımda tüm detaylarını hatırladığım fakat hiç görmediğim bir ev/mekânda gezerken bulurum kendimi rüyalarımda… İmgelemden taşan bu yabancı ama tanıdık mekânlar, kurguya dayalı anılarımızın birer fotokopisidir belki de. Donna Bridge’e göre ‘’Bir anı, orijinal âna geri dönüp de yarattığımız eksiksiz bir fotoğraf gibi değildir. O ânın bozuk bir kopyasıdır. Anılarınız onları hatırladıkça zayıflar. Anı ironisinin en ilginç yanı; bir anıyı tekrar tekrar hatırlamaya çalıştığımızda yaptığımız, aslında o anıyı son hatırladığımız ânı hatırlamaktır. Bu nedenle her seferinde bu hatırlama çabalarına sahte anılar dahil olabilir.’’ Hatırlamanın mekânsal olduğu düşünüldüğünde, kurguya dayalı sahte anıların da her defasında mekânı dönüştürdüğünü söylemek mümkün.
Kompozisyonlarımdaki kurgu tam da bu dönüşüme odaklanıyor. Bir tür hatırlama ânı söz konusu oluyor temsilde ve mekânın katmanları gibi figür de çoğalıyor. Perspektif değişiyor, ufuk çizgisi çoğalıyor, bir tekinsizlik hakim oluyor sahnenin geneline. Bu tekinsizliği, figürlerin izleyiciye sırtlarını dönmeleriyle ifade etmek mümkün. Canlı ve parlak renklerle kurguladığım resimler, bu tekinsizlik hissi ile çatışma halini yansıtıyor. Kompozisyonlarımdaki çoğalan figürlerden her biri, unutulmuş bir şimdiki zamanı gözlerken, zaman ve mekan içinde eriyip giden bir atmosferi sunuyor izleyiciye. Figürler ve mekân arasında espas yok denecek kadar az. Bu mesafesizlik, geçmişin şimdiki zamanla yer değiştirmesi şeklinde karşılık bulur. Kompozisyonlarımdaki eriyen figürler ve mekânlar, geçmişin şimdiki zamana doğru olan yolculuğunu temsil ederler.
Hafızanın kurguyla iç içe olduğu fikrine paralel olarak ele aldığım False Memory kavramı, bu serinin ana temasını oluşturuyor. False Memory serisinde otobiyografik belleğin temsilleri ile gerçek ve kurgu birbirine karışıyor. Deneyimlenen mekânlar ile sahte mekânlar/anılar iç içe geçiyor. Anılarımızı hatırlamaya çalıştığımız her an yeniden kurgulamaya başlıyoruz. Dolayısı ile bellekten ayrı düşünülemeyecek mekânı da her defasında dönüştürüyoruz. Bu yeniden hatırlama ve kurgulama anları, zihnimize sahte anılar olarak yansıyabiliyor. Hatırlamaya çalıştığımız her an, otobiyografik belleğimizin mekânlarını yeniden üretiyoruz. False Memory serisi ‘hatırladıklarımızın ne kadarının kurgu ne kadarının gerçek’ olduğuyla ilgili olasılıklar üzerinde dururken izleyiciyi bu sorunun cevabını birlikte bulmaya davet ediyor.
Zeynep Abacı
zeynep_ack@hotmail.com
benimbenzeyn