Okuması Bedava

Özel günler için yapılan alışverişler, yıllık satışların %25 - 40’ını oluştururken, mağazalar da yeni seneye iyi bir başlangıç için, eski seneyi bol kazançla bitirmeyi hedefliyorlar.

Ve sadece sevgilimize, annemize ya da babamıza değil, tüm sevdiklerimize özel olan yılbaşında, elimizi kolumuzu dolduran paketlerle eve dönmemizi istiyorlar.

Hep daha fazlasını almamız için de, satış tekniklerinin tüm hilelerine başvuruyorlar.

Ama siz, ışıltılı dükkanları sevdiğiniz halde, bu sene kontrollü bir alışveriş yapmayı planlıyorsanız, belki buradaki naçizane tavsiyelerden yararlanabilirsiniz.
 

DUYULARINIZA ve DUYDUKLARINIZA DİKKAT EDİN

Satın almak için can atacağımız ürünlerin yanı sıra, mekan tasarımı ve dekorasyonundan, işittiğimiz müziğe ve duyduğumuz hoş kokulara kadar, mağazaların her detayı, bizi alışverişe daha fazla motive edebilir.

*Yapılan deneylere göre, yüzme kıyafetleri satan mağazalarda hindistan cevizi kokusunun, bebek mağazalarında pudra kokusunun, mobilya mağazalarında ise deri kokusunun, alışveriş oranını artırdığı kanıtlanmıştır.

Alışverişin altın kurallarından, dışarı çıkmadan önce liste hazırlama fikri ise, süper marketler için geçerli olabilir. Ama konu sevdiklerimiz için yeni yıl hediyesi almaksa, yaptığımız listeler hislerimizi bastırmakta yetersiz kalabilir.

Özellikle de ne alacağımıza dair en ufak bir fikrimiz yoksa, büyüsüne kolaylıkla kapılabileceğimiz mağazaları dolaşmak, bir bütçe tehlikesine dönüşebilir.

Bu nedenle yapabileceğimiz en iyi şey, bir mağazaya girdiğimiz anda, süsleme, müzik ve koku gibi uyarıcıları daha bilinçli bir şekilde algılayarak, kendimizi ortama fazla kaptırmamaktır.

Ve orada kendimiz için değil, hediye almak için bulunduğumuzu unutmamak...

İÇİNİZDEKİ İLK İNSANI SUSTURUN

Alışveriş, atalarımızın hayatta kalma çabalarından, avcılık ve toplayıcılıkla ilişkilendirilir.

Yani, yaşamımızı sürdürebilmek için ne kadar çok kaynağa sahip olursak, kendimizi o kadar güvende ve mutlu hissederiz.

Bu yoruma göre, alışveriş doğamızın bir parçasıysa, “indirim” bizi rahatlıkla baştan çıkaran bir uyarıcıdır.

Kaynakları biriktirme ve stoklama isteğiyle yanıp tutuşan içimizdeki ilk insan, indirim uyaranıyla birlikte, bizi sürekli satın almaya ve biriktirmeye kışkırtabilir.

Hatta indirim bahanesiyle, normal şartlarda ihtiyacımız olmayan birçok şeyi satın alabiliriz.

Böyle durumlarda ise, içimizdeki ilk insanı susturup, 300TL’den 159TL’ye düşen makyaj setinin, yaşamsal bir değeri olmadığını söyleyen bilincimize kulak vermek, en iyisi olacaktır.

GÖZLÜĞÜNÜZÜ UNUTMAYIN

Kışkırtıcı indirim tekliflerinin, sadece “bize” kazanç sağlayacağı yanılgısına kapılmayın. 
Sözleşmelerdeki küçük yazılar gibi, indirim etiketlerinde de gözümüzden kaçan bilgiler ya da farkına varmadığınız koşullar bulunabilir.

Yeni yıl alışverişi için, 150 TL’lik hediye çeki sunan mağazanın gerçek hikayesi, bu duruma güzel bir örnek olabilir.

Daha vitrindeyken aldığımız bu güzel haberle hemen içine koştuğumuz mağazada, çeki kazanmak için 300 TL değerinde alışveriş yapmamız gerektiğini öğreniriz.

Diyelim ki bu koşulu kabul edip, heyecanla alışverişimizi tamamladık ve kasadan çekimizi aldık.

Ancak, mutlu sona ermek bu kadar da kolay olmayacaktır.

Biz, 150 TL’lik çekimiz için planlar yaparken, kazandığımız çeki, tekrardan yapacağımız 300 TL değerindeki alışveriş sırasında kullanabileceğimiz bilgisine ulaşırız.

Ve yine kabul edeceğimiz bu yepyeni koşul sayesinde, havadan 150 TL kazanmak umuduyla çıktığımız yoldan, 450 TL harcayarak döneriz.

Bu nedenle, mağazalarda ve raflarda karşımıza çıkan teklifleri iyice düşünerek ve etiketleri dikkatlice okuyarak değerlendirmek en doğrusu olacaktır.

Çünkü 3 Al 2 Öde, 2.Ürüne %50 indirim, ücretsiz kargo, hediye çekleri ve benzeri teklifler, sürpriz koşullarıyla birlikte, bilinçli alışveriş planlarımızı alt üst edebilir.

Yılın ve yazının sonuna varmışken, anlatılanlardan kısa bir özet çıkaracak olursak, gelecek bereketli bir yıl için alışverişlerinizde planlı ve dikkatli davranmanız, tarafımdan şiddetle önerilir.

Aşk ve sağlık konuları bilinmez ama, hem yukarıdaki hem de aşağıdaki tavsiyeler yardımıyla, paranın kontrolünü elinizde tutabileceğiniz yeni ve güzel bir yıl geçirmeniz dileğiyle ...

Gelecek alışveriş günleriniz için bilmeniz ve dikkat etmeniz gerekenler; - Marketlere en fazla kar getiren ürünler, raflarda göz hizasına yerleştirilir. Böylece onları daha kolay fark ederek satın alabiliriz. Aynı rafa yerleştirilen farklı markalar arasında da bir düzen vardır. Ortalama fiyata sahip bir ürün, daha pahalı ve daha ucuz alternatiflerinin arasına yerleştirildiğinde daha kolay satılabilir. Bu uygulamanın farklı bir çeşidiyle restoran menülerinde karşılaşabiliriz. Her menüde bir süper star, yani restoranın en pahalı yemeği yer alır. Fiyatını gördüğümüzde ise, diğer yemeklerin fiyatı gözümüze çok daha makul görünür. - Mağazalarda soyunma odaları ve indirim reyonları, süper marketlerde ekmek ve gazete gibi ürünler, alışveriş merkezlerinde ise bizi diğer kata ulaştıracak merdivenler, genellikle uzun bir yolun sonunda yer alır. Böylece daha fazla ürün ve mağazayla karşılaşarak evdeki hesabı kolaylıkla şaşırabiliriz.  - Alışveriş yaptığımız yerdeki aynalar (kendimize ve belki saçımıza kısa bir bakış atmak için durakladığımız) ve hafif tempolu müziğin etkisiyle dolaşma hızımız yavaşlatılabilir. Bu da farklı ürünlerin dikkatimizi çekebilmesine vakit kazandırır. - %50, 30, 20 ...İndirim. Her ne oranda olursa olsun, indirim her zaman dikkatimizi çeker. Ancak İNDİRİM yazısının, geri teptiği durumlar da olabilir. Bir ürünün hangi nedenle indirime girdiğini anlamazsak, düşük kalitede olduğu hissine kapılıp satın almaktan vazgeçebiliriz. Yılbaşı, Sevgililer günü, Kara Cuma ya da seri sonu gibi açıklamar, indirimi kabullenmemiz için geçerli nedenlerdir. - “2 Al 1 Öde” ya da “10 tanesi 10 TL” gibi kalıplar ihtiyacımız olmadığı halde, daha fazlasını satın almamız için aklımızı çelebilecek satış vaatleridir. 1 tanesini 1 liraya almak varken, her zaman 10 tanesini birden almayı tercih ederiz. - Bir ürünün indirimli fiyatı, normal fiyatından daha küçük karakterle yazıldığında, gözümüze daha hesaplı görünür. Sonu 9, 99 ya da 999’la biten fiyatlar da yanıltma tekniklerinin farklı bir türüdür. Soldan sağa doğru okuduğumuz için 14.99 TL’yi, 15.00 TL’den daha makul bir fiyat gibi algılarız. - Özellikle yiyecek ve içecek sektöründe kullanılan büyük, orta, küçük boy ürün kullanımı da farklı bir tekniktir. Örneğin bir içeceğin küçük boyu 4 lirayken büyük boyu 8 lira ise, küçük boyu almayı tercih ederiz. Ancak aralarına bir orta boy yerleştirilip, fiyatı da 7 lira yapıldığında, orta boyu almanın daha karlı olduğu yanılgısına düşeriz. Belki bu durum size, “...lira farkla büyük boy içecek ve kola almak ister misiniz?” Cümlesini hatırlatmıştır. - “Hemen Al” çağrısı, kaybetme korkusu yaratarak, bizi hızla alışverişe sürükleme tekniğidir. Bu çağrı iki farklı şekilde karşımıza çıkabilir. Ya satıcının elinde sınırlı sayıda ürün vardır ve acele etmezsek ürünü kaçırabiliriz; ya da indirim sadece belli bir süre için geçerlidir ve acele etmezsek ürünü yine kaçırabiliriz. Biz genellikle her iki türüne de karşılık vererek, hemen satın alıveririz.