Rahimcan Otarbayev- BAŞ
BİR BAŞ HİKAYESİ
Bu yazımda sizleri Orta Asya'ya götüreceğim. Kazakistanlı yazar Rahimcan Otarbayev'in Baş adlı eserini inceleyeceğiz. Üniversitede bir hocamın tavsiyesiyle okuduğum ve yine onun sayesinde Orta Asya edebiyatının güzelliklerinin farkına vardığım bu eser vesilesiyle ilk defa bir roman incelemesi paylaşacağım.
Rahimcan Otarbayev, Kazak edebiyatında önemli bir yeri olan, eserleri birçok dile çevrilen ve yakın zamanda ölen bir yazar.Bu eserinde Rus sömürüsüne karşı direnen halk kahramanı ünlü ozan Mahambet Ötemisulı'ya önemli bir yer vererek onu konuşturur, okurlara "gerçek" tarihi anlatmayı amaçlar.
Eser, Moskova'da saygın bir hocanın öğrencisi olan "Noel" isimli antropologun çalışmaları ve hayalleriyle başlıyor.Noel, ailesini dahi arkasında bırakıp hayatını dünyanın çeşitli yerlerinde kazı yaparak geçirecek kadar idealist bir antropolog.Saka urganında "Ben de senin gibiydim" yazılı bir gümüş kase buluyor ve dünya çapında üne kavuşuyor fakat ünün de bir bedeli var.Noel'i kıskanıp ayağını kaydırmaya çalışanlar,iftira atanlar,ailesini bile mağdur eden insanlar peyda olmaya başlıyor.
Noel'in Kazakistan'da iyice tadı kaçtığı sırada bir yakını ona ulaşıp meşhur Kazak ozanı ve Rus istilasına karşı ilk direnen kahraman Mahambet'in mezarının yerini bildiğini ve "baş"ını onun çıkarmasını istediğini söylüyor.Bu köye giderek Mahambet'in başını çıkarıyorlar.Fakat Noel'in hocasıyla yeni bir proje sebebiyle Moskova'ya dönmesi gerek.Başı nereye emanet edecek? İşte olaylar buradan sonra başlıyor.
Noel,kapı kapı ilgili enstitülerin, bakanlıkların kapısını çalıyor fakat hiç kimse bu başa sahip çıkmak istemiyor.Aslında hiçbirinin ne bu baş, ne Kazakistan halkı veya kültürü umurlarında değil sadece makamlarının tadını çıkarıp bolluk içerisinde hayatlarını idame ettiriyorlar.Noel, umudunun tükendiği sırada bu enstitünün bekçisi Dauren ve enstitü müdürünün kızı Ayım'la tanışıyor.Mahambet'in başını onlara teslim ederek kazıya gidiyor.Yalnız bu "baş" sıradan bir baş değil.Bu baş, geceleri dile gelip eski tarihsel sahneleri aynen canlandırıyor.Bu iki genç, geceyarısından sonra tekrar canlanmaya başlayan tarihsel olayları not alıyor ve sonra Kazakistan'ın yararına onları aynen kitap olarak yayımlıyor. "Gerçek tarihi gerçek kahramanlarından dinliyorlar."
Kitapta tarih var, fantastik olaylar var, yazarın yaptığı tenkitler ve öğütler var. Oldukça yaratıcı kurgulandığını da düşünüyorum.Yazarın Kazak halkının atalarına yeterince hürmet etmediğine, kıymet bilmediğine sitem eden bir hali var. Okuması keyifli.Benim tek şikayetim olay örgüsü ve kişilerin gitgide dallanıp budaklanmasıydı."O ne bakanıydı?" "O ne müdürüydü?" "O kimin kardeşiydi?" diye aklımın karıştığı oldu.Bence göründüğünden çok daha hacimli bir eser. .Bu kitabın kafaların karışmaması için bir günde oturup bitirilmesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kaynakça
Görsel : www.pexels.com