Anti-Yalnız Programı

Anti-Yalnız Programı

A+ A-

Birden gözlerini açtı. Sıcak güneşin çarptığı, seyrek araçlar geçen bir yolda, bir yanında uçsuz bucaksız deniz diğer yanında alabildiğine ağaçlık bir orman vardı. Denize doğru yürürken yavaşça koluna dokundu. Ufukta kadın-erkek karışık bir grup ona doğru yaklaşıyordu. Şakalaşıp gülüşen, eğlendikleri her hallerinden belli olan bu grup onun arkadaşlarıydı. Hiç acele etmeden hazırlıklar başladı. Kumsala kurulan sandalyeler, şemsiyeler, yiyecekler… Ardından hareketli bir müzik eşliğinde kokteyller tokuşturuldu. Herkes çok eğleniyor, zıplıyor, bağırıyordu.

Biraz beslenmeden sonra ayağa kalkıp dans etmeye başladılar. Hafif dönüşlü, bol kahkahalı manevralarla denize doğru yürüdüler. En arkada kalan kişi tüm hızıyla koşarak denize daldı ve herkesi ıslattı. Çarşaf gibi dalgalanan denizin üzerine atılan plaj topu da dalgaların etkisiyle dans ediyordu.

Grup birbirine su atarak, top oynayarak, yüzerek, zıplayarak eğlencesini sürdürdü. O hariç hepsi(kendini pek beğenmezdi) güzel, yakışıklı ve güler yüzlüydü. Sudaki eğlence bittiğinde herkes oldukça acıkmıştı. Kumsalın ortasında kurulan masaya yerleşip yemek yemeye başladılar. Müzik asla kesilmiyor, hiç kimse dans etmeyi bir saniye bile kesmiyordu.

O, tekrar koluna dokundu. Aynı anda kolunda bir acı hissederek yüzünü buruşturdu. Sanki damarının içindeki sıcak kanın arasına, soğuk bir şeyler enjekte ediliyordu. Gözleri hafifçe uyuşmaya başlarken kolundaki ‘‘+’’ işaretine ardı ardında dokundu. Onun her dokunuşunda hava, daha da ısınmaya devam etti.

Oturduğu sandalyeden kalktı. Herkes ona bakıyor fakat dans etmeyi sürdürüyordu:

‘‘Gülmeyi ve zıplamayı kesin, aptal yaratıklar!’’

Kimse ona yanıt vermedi. Sarışın erkeğin yanına kadar giderek yüzüne bir tokat, dizine bir tekme savurdu. Adam bu darbeleri aldı fakat hareketlerinde bir değişiklik olmadı. Sinirlenerek, adamı belinden tutup kaldırarak masanın üzerine fırlattı. Düşen sarışın adam dâhil herkes gülüşmeye, eğlenmeye devam ediyordu.

Koluna dokundu. Kumsalın ortasında birden üzerine palto, bot, kazak giyiniverdi. Kolundaki ekrana basıp ‘‘Mod Değişimi’’ yazısına dokundu. Etrafındaki her şey birden reklam panosuna dönüştü.

‘‘Anti-Yalnız Programı’na hoş geldiniz. Lütfen girmek istediğiniz modu seçiniz.’’

Çöl modunu geçti, yağmur ormanları modunun tanıtım videosunu izlemeye koyuldu.

‘‘Anti-Yalnız Programında dev kampanya! Ay boyunca bir arkadaşını getiren herkese fazladan 48 saat hediye ediyoruz. Seçenekleri görmek için lütfen ‘‘Seçenekler’’ sekmesine tıklayın.’’

Yağmur ormanları modunu pek beğenmemişti. Birkaç kez daha kaydırarak, Sibirya Modunda karar kıldı.

‘‘Sibirya Modu oluşturuluyor. Lütfen ek karakter seçiniz.’’

Aile, sevgili, arkadaş grubu, dostlar, standart halk gibi seçeneklerin içinde gözleriyle ‘‘Hiçbiri’’ seçeneğini aradı fakat bulamadı.

‘‘Destek ekibi…’’

‘‘Destek ekibi sizi dinliyor. Sorununuz nedir?’’

‘‘Ek karakterlerden hiçbirini istemiyorum.’’

‘‘Maalesef böyle bir uygulamamız bulunmuyor. Yalnız olmadığınız günler dileriz.’’

Minimum insan görmek istediği için, sevgili seçeneğine bastı. Çevresi birden beyazlara bürünüverdi. Yanından Sibirya Kurtlarının çektiği kızağın üzerinden yaşlı, kırmızı yanaklı bir adam ona selam veriyordu. Başını diğer yana çevirdiğinde bir tarafında odunların yığılı olduğu görkemli bir ev vardı. Yavaşça dış kapıdan girip içeriye doğru yürürken evin kapısı açıldı. Kapıda sarışın, mavi gözlü, ideal vücutlu bir kadın onu karşılıyordu:

‘‘Hoş geldin sevgilim…’’

İçeri girdi. Şöminenin yanına gidip ellerini ısıtmaya koyuldu. Kadın:

‘‘Aç mısın, bir şeyler hazırlayayım mı sana?’’

‘‘Votka var mı?’’

Çevrede, ateş dâhil hareket eden her şey aniden durdu:

‘‘Alkol kullanımı için bakiyeniz yetersiz. Kredi kartınızdan ödenmesini onaylıyor musunuz?’’

‘‘Onaylıyorum.’’

‘‘Dilerseniz otomatik ödeme talimatı vererek simülasyon içinde hiç kesintiye uğramadan eğlenmeye devam edebilirsiniz.’’

‘‘Otomatik ödeme talimatı veriyorum.’’

‘‘Talimatınız alındı, yalnız olmadığınız günler dileriz.’’

Her şey tekrar hareketlendi. Kadın:

‘‘Elbette var. Yanında ne istersin?’’

‘‘Başka bir şeye gerek yok.’’

Kadın mutfağa giderken o da camdan dışarıya seyretmeye koyuldu. Hafifçe yere düşen kar tanelerinin ardında görünen ufuk çizgisine gözünü dikmişti. Evin önündeki yoldan ara sıra geyik ya da kurt geçiyordu. Koluna dokunarak havayı geceye çevirdi. Ardından hava şiddetini sonuna kadar arttırdı. Dışarıda birden kar fırtınası başlamıştı. Uğuldayan rüzgârın sesi evin içinden duyuluyordu. O sırada kadın elinde tepsiyle içeriye girdi. Beraber şöminenin yanında duran, karşılıklı koltuklara oturdular.

Votkadan bir yudum aldı, hoşuna gitmişti. Bir bardak daha doldurup hızla kafasına dikti. Boğazından bir sıvı geçme hissinden daha çok kolunda bir uyuşma ve soğukluk hissediyordu. Kadına döndü. Yüzü kusursuz derece güzeldi. Üzerine giydiği kırmızı elbisenin altında düzgün, beyaz bir beden ışıldıyordu:

‘‘Söylesene, kaç kişinin sevgilisisin sen?’’

‘‘Yalnızca seninim…’’

‘‘Tabi tabi. Sürtük yazılım seni…’’

Tekrardan mod değiştirdi. Etrafı bir ormana dönüştü. Elinde tuttuğu taramalı tüfeğiyle insan öldürmeye başladı. Saatler boyu çatışarak etrafı kan gölüne çevirdi ve cesetleri üst üste yığdı.

Başka bir moda geçti. Bu sefer de elinde samuray kılıcıyla savaşıyordu. İnsanların kafasını kopartıp, onları delik deşik etmekten büyük bir haz duydu.

Saatler boyunca sanal insanları öldürmeye devam ettikten sonra acıktığını hissetti. Çölün ortasındaki kumların arasına oturup, kolundaki ekrandan ‘‘Besin’’ yazısına dokundu.

‘‘Ödeme alınamadı. Başka bir kart ile tekrar deneyiniz.’’

Başından aşağıya kaynar sular döküldü. Har vurup harman savurarak bir aylık maaşını burada bitirmişti. Alelacele ‘‘Çıkış’’ tuşuna dokundu. Etrafı birden bembeyaz oldu:

‘‘Üzerinizde bulunan elektrot ve iğneler sökülürken lütfen bekleyiniz. Bu işlem birkaç dakika sürebilir.’’

Dış ses konuşmaya devam etti:

‘‘Anti-yalnız programıyla artık kimse yalnız değil. Birbirinden çeşitli modlar, hisler, oyunlar ve görevlerle gerçeğin birebir aynısı olan deneyimleri sizler için sunuyoruz. Beyinde oluşturulan frekansları kontrol edebilme başarısıyla yeni bir çığır açmış bulunmaktayız. Acıyı, aşkı, şehveti, sıcağı, soğuğu gerçeğin birebir aynısı olarak hissettirmeyi vaat ediyoruz. Unutmayın ki dünya ve evren aslında yalnızca beyninizde oluşan bir takım kimyasal tepkimeler ve şifrelemelerden ibaret. Gerçekte madde diye bir şeyin varlığına inanmıyoruz. Çünkü beyin karanlık bir kafatası içine hapsolmuş yağ, protein ve sudan başka bir şey değil. Öyleyse belki de ömrünüz boyunca gerçekleştiremeyeceğiniz deneyimleri çok ucuz maliyetlerle sizlere sunan Anti-Yalnız Programı’na gelmelisiniz.

Yeni projemiz ‘‘Eğitim Programı’’ ile; çocukları yıllar boyunca eğiten, öğreten, deneyim kazandıran, hayata hazırlayan başka bir simülasyonumuz da çok yakında hizmetinizde olacak.’’

Birkaç dakika sonra yattığı makineden yavaşça doğruldu. Odada bulunan beyaz önlüklü iki görevli etrafı toparlıyordu. Yataktan doğrulup ayaklarını yere bastığında vücudunun hiç uyuşmadığını fark etti:

‘‘Nasıl oluyor da günlerce burada kaldığım halde hiçbir yerim uyuşmuyor?’’

‘‘Çünkü makine sizi sürekli olarak hareket ettiriyor efendim.’’

‘‘Peki uyku?’’

‘‘Her gün için 7 saat uyuyorsunuz. Ama büyük ihtimalle bunu hatırlamıyorsunuzdur.’’

‘‘Evet hatırlamıyorum.’’

‘‘Damarınızdaki iğne yardımıyla vücudunuzun kimyasal yapısını sürekli olarak dengede tutmaktayız. Uyuyacağınız zaman kanınıza melatonin karıştırıyoruz.’’

Odadan çıktığında uzunca bir koridordan yürüdü. Sıra sıra bir sürü odada insanlar makinelere bağlıydı. Dış ses ise koridorda sürekli olarak konuşmaya devam ediyordu:

‘‘Unutmayın, gerçek olan aslında beyninizin ‘‘Gerçek’’ olarak nitelendirdiği şeyden başka bir şey değildir. Herkesin beyni birbirinden tamamen bağımsızdır ve aslında herkes yalnızdır. Yalnız olmadığınızı düşünüyorsanız sadece ölümü bekleyin. Çünkü bütün tabutlar, tek kişiliktir. Yalnız olmadığınız günler dileriz…’’

 

05-04-2023
Berke Bozkurt

Berke Bozkurt

Yazar

Merhaba. Ben Berke. Hikâyelerle önümü görüyor ve derdimi hikâyelerle anlatmaya çalışıyorum. Amacım biraz ilham almak ya da vermek.

Kitaplar:

Mahza (2020)

Eretna E-kitap (2023)

Kelebek Etkisi (2023)

bozkurtberke5@gmail.com

milenyum.yazar