Macera Dolu Amerika 'Songül Carus'

Konuk Düşünürler
Konuklardan Diğer Yazılar
- MUNİS ÖZER HAKKINDA
- AHMET KÜÇÜKYURT HAKKINDA
- SELMA ÇALIŞKAN HAKKINDA
- DİDEM HORZUM HAKKINDA
- CEREN İLHAN HAKKINDA
- SALİHA KARAKÖSE HAKKINDA
- MERYEM KALYONCU HAKKINDA
- FERİHA ZENGİN HAKKINDA
- GİZEM AKSU HAKKINDA
- ECENUR ALPER HAKKINDA
- GİZEM AYNACI HAKKINDA
- MERVE DERİN HAKKINDA
- ÖYKÜ SU SEZEN HAKKINDA
- Transendental Felsefe 'Ahmet Küçükyurt'
- Mezhep Nedir? Nasıl Anlaşılmalıdır? 'Saniye Ertürk'
- Osmanlı'da Oryantalist Tavır
- Nietszhe'nin Arayışı 'Ahmet Küçükyurt'
- İnsan İnsanın Kurdudur 'Ahmet Küçükyurt'
- Düşünüyorum O Halde Varım 'Ahmet Küçükyurt'
- İnsan Felsefesi 'Ahmet Küçükyurt'
- Kültürler Sonucu Değişen Biz 'Ahmet Küçükyurt'
- Biz de bir zamanlar avcı-toplayıcıydık 'Ahmet Küçükyurt'
- Sıradışı Bir Düşünür: Sinoplu Diyojen 'Ahmet Küçükyurt'
- Dinin Kurumsal Analizi Ve İşlevi 'Saniye Ertürk'
- Dini Temelde Toplumsal İlişki 'Saniye Ertürk'
- Belleğin Oyunları 'Gizem Aynacı'
- Eski Ankara’ya Yolculuk: Ulus 'Ecenur Alper'
- Mimarlık Tarihinde Kadının Yeri
- Queer’i Anlamak 'Didem Horzum'
- Televanjelizm Üzerine Analiz 'Saniye Ertürk'
- Çiçekçilik: Her Şey Göründüğü Kadar Renkli Mi? 'Ecenur Alper'
- Yerel Kültürü Korumada Bir Adım: Cittaslow-Yavaş Şehirler
- Gün'ün Sosyal Anlamı 'Saliha Karaköse'
- Mimarlık Sanat Mıdır?
- Bencilliğin Nirvanası 'Gizem Aynacı'
- Kadının Adı 'Merve Derin'
- Mesleklere Cinsiyet Penceresinden Bir Bakış: Lületaşı İşlemeciliği Örneği 'Ecenur Alper'
- Kimi Rol Yapar, Kimi Oyunculuk 'Saliha Karaköse'
- Neden Çok Eşlisin?
- Psikolojik İşkence: Gastlighting 'Feriha Zengin'
- Toplumsal Etkileşimin Ürünü Olarak: Benlik ve Damgalama 'Didem Horzum'
- İntihar Düşüncesi 'Gizem Aynacı'
- Kadınların Sayısız Dezavantajlı Konumundan Sadece Biri; İş Gücü 'Saliha Karaköse'
- Kaybolmaya Yüz Tutmuş Bir Meslek: Lületaşı İşlemeciliği 'Ecenur Alper'
- Sevdiğin işi yapmak mı, yaptığın işi sevmek mi? 'Feriha Zengin'
- Doğum Günleri 'Ceren İlhan'
- Kötü İnsan Kimdir? 'Ceren İlhan'
- Özlemek 'Ceren İlhan'
- Kendini Gerçekleştirme Adımı 'Feriha Zengin'
- Genel Motivasyon Etkisi: Stres 'Selma Çalışkan'
- Evlilik Sürecinde Erkeğin Çöküşü 'Saliha Karaköse'
- Tahminsel Yorumların Psikolojik Gerçeği: FORER ETKİSİ 'Gizem Aksu'
- Toplumsal ve Ruhbilimsel Açıdan ‘‘Özgür’’ Birey 'Didem Horzum'
- “Lütfen Uçurun Beni” 'Ceren İlhan'
- Büyülü Alaskam 'Songül Carus'
- Bilgi- İktidar ve The Name of the Rose 'Meryem Kalyoncu'
- Bireysel Muhalefet Alanının Daralması 'Eda Temiz'
- Basit Düşünmek 'Ceren İlhan'
- Yalnızlık 'Ceren İlhan'
- Güvenli Alan 'Ceren İlhan'
- 2019 Beslenme Trendleri 'Diyetisyen Selin Söz yazdı'
- Türkiye’nin Duygusu: Duygu Asena 'Büşra Tavukçu Uyar'
- Bir İletişim Biçimi Olarak İletişimsizlik 'Hediye Sarılkan'
- Affetmek Zamanı 'Ceren İlhan'
- İyi Ama Kimim Ben? 'Selma Çalışkan'
- Amadeus Mozart Film İncelemesi 'Feriha Zengin'
- Kent İnsanı Üzerinde Otomobilin Tahakkümü 'Didem Horzum'
- Sanatta Postmodernite 'Saliha Karaköse'
- MUHTEŞEM GATSBY: Edebi Eserler Dünyasında Sağlıksız Aşk 'Ceren İlhan'
- En Büyük Şaban ve City Lights Mizahı 'Meryem Kalyoncu'
- Neden Sürdürülebilir Beslenme? 'Diyetisyen Selin Söz yazdı'
- Ekmek ve Güller Filminin Sosyolojik Analizi 'Büşra Tavukçu Uyar'
- Toplumsal Reçeteler 'Eda Temiz'
- Havva’nın Üç Kızı-Elif Şafak 'Büşra Karadeniz'
- Acı Aşk 'Ceren İlhan'
- “Makbul Anneliğin” Sosyal Medyadaki Görünümü 'Didem Horzum'
- Medya ve Kültürleme 'Selma Çalışkan'
- Gözetleyen ve Gözetlenen Olmak 'Büşra Tavukçu Uyar'
- Anı Koleksiyonculuğu 'Cansu Karayünlü'
- Işığın İllüzyonu 'Cansu Karayünlü'
- Gerçeğin Sanata Etkisi 'Cansu Karayünlü'
- Macera Dolu Amerika 'Songül Carus'
- Gönül Bağımız Teknoloji İle Karıştı 'Gizem Öztürk '
- Berlin’de Vegan Bir Kafede Gıdayla Konuşmalar 'Asutay Meriç Yazdı'
- Emily Bronte’nin Uğultulu Tepeleri 'Gülten Kılınçkaya'
- Kimliklerin Oluşumu ve Kurgulanması 'Eda Temiz'
- Değişen Sergi Alanları 'Ezgi Şendal'
- Mutlak Etiketleme 'Eda Temiz'
- Sanatta Rotayı Belirleyen Başkentler 'Ezgi Şendal'
- 'Kolaj' Buse Altan Yasanlar
- İkigai’mizi Keşfedelim! Büşra Karadeniz yazdı
- Hayatınızın Anlamını Buldunuz Mu? Büşra Karadeniz yazdı
- 'Birinci Sınıf Serüveni ve Aileler' Çocuk Gel.ve Eğt.Uzm Melisa Varol Dugan
- 'Tesla ve Edison' Yaprak Hüsnüoğlu
- Şartlanma
- 'Source Code: Zamanı Hack'lemek' Gamze Çakan
- Kahvemizi Nasıl Tüketmeliyiz? Dyt. Berna Eryılmaz
- Diyet Programları Nasıl Olmalı? Dyt. Berna Eryılmaz
- 'Diyetlerin Popüler Besini: Yulaf Ezmesi' Dyt. Berna Eryılmaz
- 'Diyet Hataları' Dyt. Berna Eryılmaz
- Zeytinyağından Gelen Sağlık... Dyt. Berna Eryılmaz
- Bağımsız Sinema Nedir? Gamze Çakan
- 'Altı Kova, Kazma ve Kürekten Günümüze Yangın Güvenliği' İnş. Yük. Müh. Munis Özer
- İklim Değişikliği.. Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- Organik Yumurta Ne Değildir? Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'Organik Arıcılık' Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- Hangisi Meyve Suyu? Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'Toprak 'Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'Süte Su Karıştırmayan Sütçü' Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'Budamanın Estetiği' Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- Zeytin Hasadına Dair... Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'Antibiyotikler!' Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- Gıdaların “E” Hali.. Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- Sonsuz Bir Hayat... Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'GDO’lu Tarım Ürünleri' Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- Hormonsuz Yiyemediklerimiz! Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'Tükettiğimiz Gıdalar' Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'Enerjinin ve Güzelliğin İksiri' Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
- 'Başlarken' Kamil Karataş - Ziraat Yük. Müh.
A+
A-
Her yıl ‘’Farklı bir ülke gezip görmek istiyorum’’dan farklı bir ülkede yaşamaya evrildim. Hem de şansıma!
Amerika maceram bundan 4 yıl önce yeşil kart (nam-ı diğer Green Card) çekilişini kazanmam ile başladı.
Küçüklüğümden beri filmlerini izleyerek büyüdüğüm, müziklerini dinleyerek dans ettiğim ve kültürüne hiç de yabancılık hissetmediğim bu ülke, artık beni çağırıyordu.
Zaman kaybetmeden tüm işlemlerimi sırasıyla yapmaya başladım. Kentucky’ de bulunan göçmenlik bürosuna istenilen basit belgeleri PTT kargo ile yollamam 1 hafta bile sürmedi.
Ardından mülakat tarihi belirleme sıramı bekledim. Kentucky’de bulunan göçmenlik bürosu, istediğiniz en anlamsız sorulara bile en fazla 3 saat içerisinde yanıt gönderen bir kurum olmalarıyla da gönlümü kazandılar.
İnternette yer alan bilgi kirliliği ya da bu konularda ücretli danışmanlık veren firmalara gerek duymadan her işimi kendim yapabilmem, sorularıma doğru ve hızlı yanıt veren göçmenlik ofisi sayesindedir.
Çekilişi kazandıktan 6 ay sonra Ankara Amerikan Konsolosluğunda yapılacak olan mülakat için randevu tarihim e-mail atılmış ve görüşme sırasında istenilen diğer belgeler belirtilmiş. Yine her işimi kendim yapabilmem için gerekli tüm bilgiler verilmiş.
Düşündüğümden daha kolay ilerleyen bir süreç.
2 ay sonrasında randevu günüm geldiğinde görüşme için toplam harcadığım zaman 5 dakikayı geçmemiştir.
Evraklarımın incelendiği sırada sorulan 2-3 soru;
‘’Nerede yaşamayı düşünüyor sunuz?’’
‘’Ne iş yapmayı planlıyor sunuz? ’’
Sonrası, ‘’tebrikler oturum vizeniz onaylanmıştır! ‘’
Konsolosluktan çıktığımda son an’a kadar sonucun ne olacağını bilmediğimden ve gelecek olası olumlu\olumsuz yorumlar ile boğuşmamak için kimseciklere bilgi vermemiştim. Ailem dahil, en yakın çevrem bana Green Card çıktığını ve oturum vizemin onaylandığını o akşam öğrendiler. Ben bile bu an'a kadar hiçbir şey düşünüp planlamamıştım. En iyisini de yapmışım.
Bir söz der ki: ‘’ Henüz olmamış ya da hiç olmayacak şeyler için endişe etmek yersizdir.’’
Yersiz endişelere kapılmak yerine bu maceraya atılmaya karar verdim. Sonunda hayalini kurduğum Amerika kıtasını rahatlıkla gezebilecektim hem de bu kıta üzerinde bulunan ülkelere çok yakın bir ülkede yaşayacaktım.
Sonrası akıp giden zaman; Eylül, çoktan gelmiş ve ben macerama atılmak için hazırdım. Kendinizi bilmeniz, yurtdışı maceranızın mutlu olma kapısının anahtarıdır. Değişiklikler her zaman iyi gelir ama düzeninizi alıştıra alıştıra değiştirmek isterseniz geçmişinize bakıp Yap-Bozu birleştirin. İşaretleri fark edin.
Ben Ankara’da büyümüşüm. Kalabalık, karmaşa sevmem, 4 mevsim severim, doğa’ya aşığım.
Amerika’da bu beklentilerimi karşılayacak şehrin farkında olmadan 10 yıl boyunca kazağını giymem de işaretlerden sadece birisiymiş:
‘’Boston!’’
Nasıl yeşil, nasıl yeşil, yemyeşil. Uçaktan inerken şansıma hava kararmak üzere olmasına rağmen etraf hala aydınlık ve ben cam kenarındayım.
Yemyeşil ağaçlardan, nehirlerden, göletlerden evleri görmek ve seçmek zor.
Yüzümde kocaman bir gülümseme. Bingo! tam olmak istediğim yerdeyim. En sevdiklerimden, teyzemin en sevdiği biricik kızı beni karşılamaya geldi. Sonrası gönlümün istediği ne varsa oldu. Sevimli mi sevimli bir semtte kendime ev bulmam ve taşınmam (Craigslist Amerika'da tartışmasız en iyi ev\ev arkadaşı bulma platformudur. Taşındığım her evi bu siteyi kullanarak buldum.)
Bana kapılarını sonuna kadar açan eğlenceli mi eğlenceli bir iş (o kadar kolay değil; 3 başvuru,3 mülakat ve red sonrası) ve bu işin yaşamak istediğim esnek ve özgür yaşamın kapısının anahtarı olmasını fark etmem. Bu avantaj varken durur muyum yerimde. Hemen ertesi yıl doğu yakasından batı yakasına taşındım.
Maceram dolu dolu tam beklediğim gibi. Yokuşlarından şikayet ederler, ben şansıma yokuşsuz semtlerinde yaşamışım. Ama saplanıp kalmak yok şehirlere. Endişelere zerre yer yok, hep keşfetmeye, görmeye devam. Gördükçe fikirleniyor insan. Ben fikirlendim Los Angeles için.
Ne güzel sahilleri, alabildiğine uzun, alabildiğine kum, keşfederseniz alabildiğine boş ve işsiz. Ben kalabalık sevmem, keşfetmek ise benim işim. Nefes aldığım anlar. Paha biçilmez...
Peki hep mi güzel Amerika’da yaşamak?
Evet ve Hayır.
Evet, hep güzel çünkü bir yeri severseniz o yer güzelleşir.
Hayır, hep güzel değil çünkü sevdiğiniz yerde sevdikleriniz yoksa o yer anlamsızlaşır hatta yeri gelir çirkinleşir. Dengeyi bulmak önemli. Dengeyi bulmak uzun sürmez. Yaşanmışlıklarım ve hiç tanımadığım insanların altın değerinde sözleridir, Beni dengeleyen.
Boston'da yaşadığım sırada alışveriş için girdiğimizde, Türkiye’den geldiğimi öğrenir öğrenmez heyecanla bana lahmacun ısmarlamıştı, adamcağız.
Beni dengeleyen sözlerden birini söylemişti o an:
‘'Aferin sana ve hiç unutma hayatını başkaları için değil kendin için yaşa kızım'’ demişti.
Bu ermeni marketin sahibi olan Adamcağız 3 ay sonra kansere yakalanıp vefat etmiş ama altın değerinde öğüdünü alan ben dengelenmiştim.
Sevdiklerim her an özlem duyduğumda yanı başımda değiller ama ben bu özlemimi onları uzun ziyaretler gerçekleştirerek dengeliyorum.
Kime, nerede, nasıl ve ne büyüklükte yardım edeceğinizi hiç tahmin bile edemezsiniz.
Bu yazının birilerine yardım etmesi dileği ile.
Endişelere zerre yer yok, keşfetmeye devam!
24-09-2018