İyi Mi ? En İyi Mi?

Dilek Türkoğlu
Psikiyatrist Dr.
Yazar Hakkında
İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara Dikmen Lisesi"nde tamamladım. 1992 yılında Hacettepe Ü. Tıp Fakültesinden mezun oldum. Aynı yıl yapılan TUS sınavları ile çocukluğumdan beri istediğim psikiyatri ihtisası yapmaya hak kazandım. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Psikiyatri A. B. D da uzmanlığımı tamamlayarak Hacettepe Ü. Sağlık ve Rehberlik Merkezi"nde göreve başladım. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi"deki görevimden ayrılarak ODTÜ Sağlık ve Rehberlik Merkezi"ne başladım. 2009 yılında hekimler için tam gün yasasının gündeme gelmesi nedeni ile devlet memurluğumdan istifa ettim. O zamandan beri kendi muayenehanemde çalışmaktayım.
2004 yılında kurulan Ankara Tıbbi Hipnoz Derneği"nin (ATHD) kurucu üyelerindenim. ATHD, 2000"li yıllarda Türkiye"de hipnoz hakkında bir şey bilinmediği ve bu yüzden çaresiz insanların tıp dışındaki insanlar tarafından hipnoz adı ile suistimal edildiğini gözlediğimiz için, etik çalışan ve hipnoz hakkında doğru bilgileri topluma yayan bir dernek olması amacı kurulmuş bir dernektir. Şu anda derneğimizin başkan yardımcılığı görevini gururla üstlenmekteyim.
2010-2020 yılları arasında Milliyet gazetesi Ankara ekinde haftada bir olmak üzere köşe yazıları yazdım.
Medya Çuvalı"nın ilk oluşmaya başladığı yıllardan beri, Medya Çuvalı ailesinin bir parçası olmanın mutluluğu ile yazılarıma Medya Çuvalı" ndan devam etmekteyim.
Evliyim, bir oğlum var.
0542 725 88 08
drdilekturkoglu@gmail.com
Diğer Yazıları
- Öğretmenler Günü
- ''Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'' kitabı
- Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
- Dikkat Eksikliği – Hiperaktivite Bozukluğu
- Deprem
- Mükemmel Olsun Derken
- Hayır Dediğimde Suçlu Hissediyorum
- Boşanma ve Çocuk
- Mikrobiyota
- Teselli Mi? Kaş Yapayım Derken Göz Çıkarma Mı?
- Sanal Dünya
- İstek ve Bedel Dengesi
- İstemek
- Mizah
- Tüp Bebek Tedavisi
- Çocuk Oyunları
- 10 Kasım
- Adalet; İhtiyaç Mı?
- Zincirleniş ve Anahtar Analizler
- Rasyonalizasyon (Ussallaştırma)
- Karşıt Tepki Kurma
- Yer Değiştirme
- Bastırma
- İnkar
- Yansıtma
- Terapi Mi? Suistimal Mi?
- Yaşlılık ve Beynimiz
- Beynimiz ve Farklılıklarımız
- Koruyucu Sağlık Hizmetleri
- 30 Ağustos Zafer Bayramı
- Emek mi? Piyango mu?
- Psikiyatrik Hastalıklar Güçsüzlük Müdür?
- Konserimize Davetlisiniz
- Zorbalık
- Konuşmada Ana Fikir
- Anne Olmaya Hazırlık
- Beğenilmiyorum, çirkin miyim?
- Konfüzyon Tekniği
- Evlilikte İletişim (Devam)
- Çocuk İstismarları
- Evlilikte İletişim
- Dünya Kadınlar Günü
- Kitap Okumak
- Korku
- İçgörü
- Hoş geldin 2019
- İnternet Doktorculuğu
- Anın Farkına Varabilmek
- Öğretmenler
- Toplumda Kadının Yeri
- Hasta Yakınları (2)
- Hasta Yakınları (1)
- Hoşgörü
- Aidiyet İhtiyacı
- Hekime Şiddet
- İyi Mi ? En İyi Mi?
- Üniversite Sınavları
- Zor Zamanlarda…
- Beden Dismorfik Bozukluk
- Anne ve Çocuk
- 19 Mayıs ve Gençlik
- Yalan Söylemek
- Kadınlar Sahnede!
- İçine Doğma
- Teknoloji ve Arkadaşlık
- Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
- Çocuklar
- Hastalık mı?
- Batıl İnançlar
- Yeni Şeyler Öğrenin
- Belirsizlik
- Yeni Yıl Dilekleri
- Yeni Yıla Girerken
- Sahip Olma Çılgınlığı
- Kadınlar ve Seçme Hakları
- Mitomani
- Yaşasın Cumhuriyet
- Öğrenilmiş Çaresizlik
- Sık Tesadüfler
- YÜRÜYÜN!
- Yaz ve İlaçlar
- Sıcak Havalar
- Müfredat Dışı Sorular
- Bütün Ümidim Gençliktedir!
- Üniversite Sınavı
- ANNE
- Sorular Sorun
- Nasıl Sorusu
- Şaşkınlık ve Hipnoz
- Seçimler
- Bahar ve Psikiyatrik Hastalıklar
- Orada Duruverseydi Zaman
- LYS’ ye Doğru
- Birinci Basamak
- Hep Mağdurlar
- Miras Ne Olmalı?
- İyi Dilekler (Devam)
- İyi Dilekler
- Yeni Yıl
- İyi Şeyler Olsun!
- Bir Veli Olarak
- “Ben De Varım”
- On Kasım
- Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun
- Travmadan Sonra
- Niye Daha Kaygılıyım?
- İç Huzuru
- 30 Ağustos Zafer Bayramı: Büyük Taarruz
- Kaygı Bozuklukları
- Krizden Sonra
- Çok Üzgünüm
- Balonlar II
- Buruk Bayram
- Balonlar
- Sınırlar
- Rekabet
- Ebeveynler ve Rekabet
- Şizofreni ve Tiyatro II
- Şizofreni ve Tiyatro
- Geç Kalma Alışkanlığı
- Çocuk İstismarı - 2
- Çocuk İstismarı - 1
- Pedofili ve Çocuk İstismarı
- Yine Patlama, Yine Yas!
- Erteleme Alışkanlığı II
- Erteleme Alışkanlığı I
- Üzgünüz
- Duyarsızlaşma
- Uykusuzluk
- Uyku Kovaladıkça Kaçar
- Doğuştan Şanssızlar
- Tıpta Çaresizlik
- Aile Terapileri
- İnternet Bilgileri
- Toplum Psikolojisi
- Mevsimsel Depresyon
- Hipnoz mu Hipnoterapi mi?
- Hangi Psikoterapi?
- Psikoterapi – 2
- Psikoterapi – 1
- Psikoterapi Hangi Durumlarda İşe Yarar?
- Psikoterapi mi? İlaç Tedavisi mi?
- Acı Kaybımız
- Duvardaki İlk Leke
- Şiddet- 4
- Şiddet-3
- Şiddet-2
- Şiddet-1
- Evlilik İçinde Şiddet
- Boşanma -3
- Ben Öyle Yapmazdım
- Boşanma ve Çocuk
- Boşanma-2
- Boşanma
- Tohum Ekmek
- Kişiselleştirme
- Karne Hediyeleri
- Ya Hep Ya Hiç
- Toplum Hipnozu-3
- Toplum Hipnozu-2
- Toplum Hipnozu-1
- Hoş Geldin Yeni Yıl
- Olumsuzu Büyütme, Olumluyu Küçültme
Önce liseye geçiş sınavları, sonra da üniversiteye geçiş sınavları tamamlandı.
Öğrenciler istedikleri yerleri kazanabilmek için en iyi olanlardan olmaya çalıştılar.
Öncelikle yapılan merkezi sınavların ülkemiz için en iyi seçenek olduğunu düşünüyorum. Soru çalınması ya da hile olasılığı, not ortalaması ya da klasik soruların olduğu sınavlara göre çok daha düşüktür. Kağıtların değerlendirilmesi bilgisayarlarla olduğu için objektiftir. Sadece ezber değil, yorum yapabilme gücünü de ölçmektedir. Herkesin eşit değerlendirilebilmesi için şu andaki sistemin ülkemiz koşulları içinde olabilecek en iyisi oluğunu düşünüyorum. Sınavlarda en iyi yapandan itibaren bir sıralama yapılır ve o sıralamada nerede olduğunuza göre yerleşeceğiniz okul belirlenir. Söylediğim gibi, bizim ülkemiz için en mantıklı olan bence de bu yöntem. Ancak sınavlardaki mantığın tüm yaşama yansıtılması hayatı çok zorlamaktadır. Çünkü yaşam sınavlardaki gibi birkaç parametre üzerine kurulu değildir. Binlerce parametrenin olduğu bir şeyde, alışkanlık gereği en iyi olma çabası hayatı çok zorlar.
Diğer yandan, en iyi olmak, yarışmayı da içinde barındırır. En iyi olabilmek için başkalarından iyi olmamız gerekir. Oysa iyi olmak, sadece ustalaşmak anlamına gelir. Zihnimiz ustalaşmaktan keyif almak üzerine kurulu bir programdadır. Ustalaşana kadar tekrar ederiz. Tıpkı çocuk oyunlarında olduğu gibi, ya da bebeğin yeni şeyler öğrenme sürecinde yaptığı gibi, ve bunlardan keyif alırız. Zihnimizin doğal programı bu şekildedir. İyi olmak, ulaşılacak bir hedef değil, süreçtir. Sürecin kendisi zevk verir. İyi olma ve gelişme çabası, kendisiyle ve çevresi ile barışıklık sağlar. İyi olma, kendi içinizde hissettiğiniz duygudur. Başkası ile uğraşmanız gerekmez. En iyi olmak ise başkasıyla yarışmak anlamına geldiği için başkasının ne yaptığını sürekli takip etmeyi gerektirir. Enerjinin bir kısmı başkası ne kadar çalıştı, ne kadar yaptı gibi şeylere gideceği ve ister istemez ona ilişkin duygularla yorulacağımız için kayıplara uğrayacaktır. Tıpkı sürtünme kuvvetinin enerji kaybı yaratması gibidir. İyi hissetmenin başkasından daha iyi olmaya bağlanması, hayata anlam katmamızı da zorlaştırır. O yüzden sınavlarda ister istemez başkalarıyla olan bir yarışın içinde oluruz ama hayatta başkalarıyla değil, içimizdeki “usta” ile temas kurabilirsek, hayatımızı daha anlamlı ve keyifli yaşarız.
“En iyi” değil, “iyi” bir yaşam dileğimle…