İlk Beş Gün

Her zamanki gibi sabah kalkıp iş için hazırlanmaya başladım. İş yerime geldiğim anda arabanın sağ ön torpido gözünde bulunan parfümden hafifçe üzerime sıktım. Biran duraksayıp parfümümün bittiğini düşündüm. Çünkü kokusunu alamadım. Hiç o ana kadar Covid19 ile ilgili olduğunu düşünmemiştim. Ofise geçtim. Kendime çay istedim. Çayı yudumlarken tadını alamadığımı fark ettim. Çayı bitirdiğimde saat 09.00’du. Koltukta otururken halsizlikten bir anda başımı masaya yaslamıştım. Orada uyuya kaldığımı saat 12.00 de fark ettim. Telefonlarım susmamıştı. Saatlerde çalmıştı. Ben o anın halsizliği ile orada uyuya kalmışım. Hemen kimseye görünmeden ofisten uzaklaştım. Arabaya atladım ve arabanın içerisinde bulunan araba parfümünü sıktığımda onunda kokusunu alamadığımı fark ettim. Kendi kendime, evet sanırım ben Covid19 hastasıyım demiştim. Daha sonra hastaneye gitmeye karar verdim.
İstanbul Haseki Hastanesi ‘n de o kadar insan vardı ki içimde onlara bulaştırırım korkusu vardı. Her şeyden önce ailemi arayıp haber vermem gerektiğini düşündüm. Annem ile konuştuğumda annemin sesinde ki endişe ve korku çok farklıydı. Hastane de önümde belki 100 kişi vardı. Bana sıra geldiğinde doktor uzaktan hangi semptomlarımın olduğunu bana sordu. Teker teker o gün yaşadıklarımı ona anlattım. Acilen test yaptırmam gerektiğini söyledi ve ilerideki odaya yönlendirdi. PCR testi için uzun bir çubuğa benzer bir şeyi bir anda önce ağzıma sonra burnuma hemşire tarafından sokuldu. Onun o anki hissiyatı çok farklıydı. Acı desen değildi. Sanırım o anki korku endişe hissi hafif gözyaşlarına sebebiyet veriyordu. Acaba gerçekten Covid19 hastası mıyım? Sorusunu sorduruyordu kendime… İnsanların endişeli bakışları arasında testimi yaptırıp oradan uzaklaştım. O gün maske ve eldivensiz hiçbir yere dokunmayacağımı biliyordum. Kendi aracıma atladım ve evime sonra da odama geçtim. Ailemi kesinlikle bilgilendirmiştim. Odamın kapısını açmamalarını, yemek getirdiklerinde ise tek kullanımlık plastik tabak, plastik çatal, plastik bıçak ve plastik bardak alınması gerektiğini söyledim. Çünkü her şeye hazırlıklı olmamız gerekiyordu. O an hissetmiştim Covid19 olduğumu bilmiyorum belki de kendimce abartıyordum…
Test yapıldığından yaklaşık 8 saat sonra sonuçlanıyordu. Tabi bu testlerin sonuçlandırılması gün geçtikçe hızlandırıldı. Sabah saatlerinde e nabız üzerinden Covid19 test sonucum bir anda belirdi. Evet… Covid19 test sonucum pozitif çıkmıştı ve artık yakalanmıştım. Herkes gibi bende bir gün yakalanacağımı biliyordum. Ama içimdeki aile korkusu çok farklıydı kendimi değil çevremdeki insanlara bir şey olacakmış korkusu içimde vardı. Bunun için aşırı şekilde dikkatli olmalıydım.

1.gün e nabız üzerinden baktığımda karantina günlük sayaç tarzı bir şeyin olduğunu gördüm. Oraya baktığımda riskli yazıyordu. Telefonum çaldı ve sağlık bakanlığından ilaçlarımın yolda olduğunu söylediler. İlk gün sabah 8 akşam 8 adet ilk seferde içmem gerektiğini de bildirdiler. O an korkmuştum ve çevremdeki insanların bana ilaçları kullanmayın tavrı sebebiyle daha kötü hissettim. Ben onları dinlemedim. Doktordan iyimi bileceklerdi? 5 gün sürecek ilaçları 3 er adet sabah ve akşam olarak kullanmam gerektiği bilgisini zaten vermişlerdi. Telefonum hiç çalmadığı kadar çalmıştı. O gün herkesin aramasından bunalmıştım. Nerden ve kimden bulaştığını ben nerden bilebilirdim? O günkü ruh halim aşırı şekilde yorgundu. Koku alamıyordum. Odamda ki bütün parfümleri etrafa sıkıp durdum. En son ilaçların etkisi ve halsizlik ile birlikte orada uyuya kalmışım.
2.güne geldiğimde annemin internetten okuduğu ve kulaktan dolma edindiği bilgileri kendine aşıladığını fark ettim. Annem, beni görüntülü arayıp hayatım boyunca yemediğim, lahana turşusunu ve pekmezli tereyağını her akşam yiyeceğimi söyledi. Kapının önüne kekik yağı bırakarak sıcak su ile onu içime çekip akciğerlerimin temizlenmesini hızlandırdı.
3.gün ise artık semptomların biraz daha fazla olduğunu hissetmeye başlamıştım. Sırttan gelen bel ağrısı ve bacaklarıma gelen kas ağrıları hastalığın gerçekten ciddi olduğunu fark ettirdi. Artık Netflix uygulamasında izlemediğim dizi kalmamıştı. O kadar canım sıkılıyordu ki, insanın odadan dışarı çıkamaması bunalıma sokmaya neden olabilirdi…
4. gün sabahı hafif ateşle güne başlamıştım. O gün kimse evde yoktu. Duş alamadığım için rahatsız hissediyordum. O yüzden artık duş almamda gerekiyordu. Önce elime eldivenleri taktım. Maske ile o gün odadan çıktım. Hiçbir yere dokunmadan banyoya geçtim. Daha sonra duş alıp hemen odama geçtim. Akşam annem eve geldiğinde her yeri çamaşır suyu ile temizlemişti. J Diğer günlere göre ateş dışında semptomlar azalmaya başlamıştı.
5. güne geldiğimde odamda bulunan ve etrafa arada döktüğüm kolonyanın kokusunu almaya başlamıştım. Annemin getirdiği yemeklerin tadını da aldığımı hissettim. Zorla verdiği sarımsakların kokusunu dahi almıştım. Evet o günün sonunda iyi olduğumu hissettim. Ağrımın, sızımın ve ilaçların bittiği o gün muhteşemdi.
İlk üç gün hiçbir hastalığa benzemiyordu. Gerçekten ölebileceğimi hissettim. Her zaman motivasyonumu yüksek tutmaya çalıştım. Çünkü her şey zihinde başlar. Motivasyonumu yüksek tutmasaydım belki çok daha ağır atlatabilirdim.
10 gün süren karantinanın en zor kısmı ilk 5 gündü. Korku ve endişenin bol olduğu ve bütün dizileri keyifle izlediğim anlardı. Tabi iş stresinden de uzaklaşmıştım. Bakmayın aslında iyi geldi diyebilirim. O kadar zaman izin kullanmayan bir insanken 10 gün izin bana tatlı geldi. Tabi ki bunlar işin gülümseten tarafı, ben ve bazılarımız ayakta atlatmış olabiliriz ama çoğu yakınlarımız çok ağır atlatıyor hatta atlatamıyor… Kesinlikle hafife almayın. Sadece bu hastalıkta değil, nefes aldığınız sürece de motivasyonunuzu yüksek tutun…
BU HASTALIKTAN KORUNMAK ZOR DEĞİL. BİLİNÇLİ OLUNMALI KENDİNİZE VE AİLENİZE DİKKAT ETMELİSİNİZ…
Siz de Covid19 hastalığına eğer yakalandıysanız nasıl bir dönem geçirdiniz?
Yakınlarınızdan Covid19 hastalığını geçiren var mı? Nasıl bir dönem geçirdiler?
Sorularıma geri dönüş yapmanızı merak ve bir o kadar heyecan ile bekliyorum…
EN KISA ZAMANDA MASKELERİMİZİ ÇIKARMAK DİLEĞİYLE…
SAĞLIKLI VE BİR O KADAR MUTLU GÜNLER :)